Köşe yazarlarından Milli Takım yorumu

Milli Takım'ın İtalya karşısında aldığı farklı mağlubiyet eleştirilirken, maçın spikeri de yaptığı yorumlarla spor yazarlarının hedefi oldu.

Köşe yazarlarından Milli Takım yorumu
Köşe yazarlarından Milli Takım yorumu
GİRİŞ 12.06.2021 10:31 GÜNCELLEME 12.06.2021 13:13
Bu Habere 84 Yorum Yapılmış

EURO 2020'nin açılış maçında Türkiye, İtalya'ya 3-0 mağlup olurken spor yazarları Milli Takım'ın oyununu eleştiri yağmuruna tuttu.

Spor basınında öne çıkan bazı köşe yazıları şöyle:

UĞUR MELEKE: CİDDİ BİR FİZİKSEL FARK VARDI

İtalya karşısında 90 dakika boyunca futbol adına ortaya olumlu hiçbir şey koyamadık. Tamam, bu karşılaşmaya çıkarken 27 maçtır kaybetmeyen İtalyanlar favoriydi, ancak 3-0 kaybettiğimiz maçta büyük bir oyun üstünlüğü ile bizi mağlup ettiler. İlk 30 dakika yaptığımız gömülü savunma ile iyi direnç gösterdik ancak İtalyanlar’ın orta sahası, yoğunluğu çok yüksek bir pres ile kendi yarı alanımızdan çıkmamıza izin vermedi. Sadece uzun toplarla İtalya yarı sahasına gitmeye çalıştık. Yoğun baskıya stoperlerimiz ve kaleci Uğurcan ile direnmeye çalışan bir milli takım görüntüsü vardı.

Ciddi bir fiziksel farkın ötesinde İtalya, hem saha içi organizyonu hem de teknik kalite olarak millilerimize büyük üstünlük kurdu. Maçın hiçbir bölümünde topu rakip yarı sahaya organize bir şekilde taşıyamadık. Topu ilerde hiç tutamadık. Okay sadece savunmanın içinde kaldı. Ozan top tutamadı, sırtı dönük top alıp hiç servis yapamadı. Şenol Güneş, değişikliklerle zayıf kaldığımız orta alanı güçlendirmek istese de hamleler işe yaramadı. (Hürriyet)



ERMAN TOROĞLU: MAÇIN SPİKERİ SAÇMALADI

Futbol iki yönlü bir oyun. Hem defansı yapacaksın hem de hücum edeceksin. Biz dün hep defans yapmayı düşündük. Eğer sen takım olarak hücum edemezsen, bu sefer rakip senin üzerine gelir. Netice ne mi olur? Hem hücum ettikleri için hem de top onlarda olduğu için oynadıkları futboldan da keyif alırlar. Öyle de oldu.. Bizim futbolcularımız dün adeta eziyet çektiler. Topu alabilmek için koştular durdular.

Bir de spikerlerin saçma sapan anlatımları ve yorumlarını duyunca, insan iyice kahroluyor. Hani maçı radyodan anlatsalar ve biz görmesek diyeceğiz ki, "Vay anasını ya, neler oluyor maçta!" Yahu biz aptal mıyız! Göstere göstere sahada neler yaşandığını izliyoruz, olacak iş değil! Aslında 2-0'dan sonra İtalya gaz kesti. Onlar istedikleri gibi oynadılar, biz ise seyrettik.(Sabah)



MEHMET DEMİRKOL: DAĞILDIK

İtalya’ya karşı fazla risk alırsanız cezalandırılırsınız ama hiç risk almamak da en büyük risk oluyor. Dün de yazdım, Jorginho’yu durduramazsanız, durdurmanız gereken oyuncu sayısı 3-4-5’e çıkıyor. Dolayısıyla onu takımdan koparmak aslında riskleri azaltmak anlamına geliyor. Yani biraz önde basarak aslında riski azaltmak mümkün. Şenol Hoca elindeki ekip için bunu mümkün görmedi herhalde.

Çünkü maçın başında bu baskıyı yapmadığımız gibi, Chiellini’yi akan oyunda ceza sahamıza sokacak kadar baskı kurduklarında da bir hamle yapmadı. Hem de Ozan ve Okay oyun kurulumuna hiç katkı veremezken. Hiç çıkamadık. Sadece derin savunmada dirençli durmaya çalıştık o kadar. Devre arasında gelen hamle de rakibin baskısını artıracağını ön görerek kontra için Cengiz’i oyuna almak oldu. Yani Şenol Hoca rakibin açığını beklemeye devam etti. İtalya’nın bizi tek ayakta yakalayabileceğine inanmadı. Bunu Umut’un sakarlığı ve Merih’in şanssızlığı ile kırdılar. Sonrası da feci oldu.

Dağıldık. Doğrusu bu kadar silik olacağımızı tahmin etmiyordum. 30-45 arası yediğimiz baskıdan sonra orta sahada pas yaparak bunu kıracak oyuncu sayısını artırmamasını anlamıyorum. Dün gol atmamız imkansızdı. Çok daha farklı da yenilebilirdik. Ama uyanabiliriz. (Fanatik)



AHMET ÇAKAR: MAKET ARABA BİZDEN DAHA ÇOK TOPLA OYNADI

Bu kadro kalitesinin böylesine kötü futbol oynamaya hakkı yok. İnanın bana maç öncesi maket bir araba vardı. Topu aldı, çizgiden hakeme kadar getirdi ve hakem maçı başlattı. Bu minik maket araba kadar bile olamadık. Onun kadar topu tutamadık. Süremedik. Maalesef böylesine bir espri ile başlamak istemezdim ama hem skor kötü hem de ortaya konan, daha doğrusu konamayan futbol çok daha kötü. İlk yarı direnmeye çalıştık. Kapanıyoruz, Chiellini'nin kafa vuruşu dışında da İtalyanlar'a pozisyon vermedik ama rakip kaleye de gidemedik. Daha kötüsü topu tutamadık. Çok çabuk ve kötü yerlerde kaybettik, inanılmaz mahkûm oynadık. Orta sahamız çok kötü. Ne defansif ne de ofansif organizasyonun içinde yoklar. Ozan olsun, Okay olsun, Kenan olsun, Çalhanoğlu olsun bunlardan ilk beklenen topun bizde kalmasıydı. Ama beceremediler. Bu tür rakibe karşı bu tür futbol oynarsanız kırılma anı ilk goldür ve maalesef ikinci yarının hemen başında da golü yiyince de tam çözüldük. İtalyanlar'ın yapamadığını Merih kendi kalesine atarak yaptı. Ama Merih'in hatası, yapabileceği bir şey yok. Top ona çarptı ve gol oldu. Bundan sonra tam dağıldık. Panik.. Çıkalım diyoruz, kaptırıyoruz gol yiyoruz. Milli Takım'ı ilk defa son yıllarda bu kadar kötü gördüm. Biz Fransa'da bu çocuklarla Fransa'ya karşı oynadık ama böyle değildik. Şimdi klasik lafı söylüyorum, önümüzdeki maçlara bakacağız ama Galler'i yenmek zorundayız. Yenilirsek bırakın ikinci olmayı ya da en iyi üçüncü olmayı arkamıza baka baka evimize döneriz. Üstelik sahada çok iyi bir hakem vardı. Penaltıya daha yakın olabilecek bir pozisyonda Zeki'nin elle kestiği topta penaltıyı verebilirdi. (Sabah)



SERDAR ALİ ÇELİKLER: HEMEN GÖMMEYELİM

Belli ki oyuncularımız da hocamız da "Biz bunlara gol atamayız. Yemezsek iyi" düşüncesindeydiler. Bu düşünce o kadar baskındı ki bir tane topa bile 'inanarak' girmediler. İlk maçtan oyun ve skor olarak ezilmek kötü. Biz de milli takımımızı hemen gömmeyelim. Lakin Galler ve İsviçre maçlarında bu 'teslimiyet' ve 'dağılma' görüntüsünün "pardon"u olmaz. İlk devre Uğurcan, Kenan ve Okay iyiydi. 2. devre kimse iyi değildi. Hemen bu maçı unutup DAHA İYİ RAKİP ANALİZİ ile Galler maçına hazırlanmalıyız. (Habertürk)



ÖMER ÜRÜNDÜL: HAKEM İYİ MAÇ YÖNETTİ

Takım olarak iyi değildik. Tabi bunda formda, güçlü ve hırslı bir rakiple oynamamız da önemli bir faktördü. Örneğin en büyük hücum gücümüz olan Burak Yılmaz hem yalnız kaldı hem de tek olumlu parlama dahi yapamadı. Neden? Çünkü dünya çapında iki stoper karşısındaydı. Chiellini ve Bonucci... Bu maç bize İtalya'nın futbol seviyesinin bizden çok ilerde olduğunu da gösterdi. Şimdi bu maçı hemen unutup Bakü'de oynayacağımız İsviçre ve Galler karşılaşmalarına hazırlanmamız gerekiyor. Biz bu gruptan çıkarsak 16'larda dişimize göre bir rakip gelecek büyük ihtimalle... Onun için bu fırsatı kaçırmayalım. Hollandalı hakem Danny Makkelie de oldukça iyi ve objektif bir yönetim gösterdi. (Sabah)



KEMAL BELGİN: GÜCÜMÜZ YETMEDİ

Bizim bu müsabakadan alacağımız en önemli ders; rakip ile aramızdaki büyük fiziksel zafiyeti geliştirmek olmalıdır…Şampiyonanın açılış niteliğini taşıyan dün akşamki oyunun, altı kırmızı kalemle çizilecek bir önemli tarafı vardı. O da, İtalya’nın fizik gücünü sahanın her yerinde mutlaka bize göre fazla adamla kaplaması ve teknik kapasite olarak topları kendi elemanlarına olumlu şekilde kullanışıydı. Tabii bu, rakip tarafından gerçekleştirilirken bir önemli konunun da altını çizmek gerekir. İtalya’da hiç boş adam yokken hem savunmada hem atağa hazırlanış ve çıkışta negatif ne duruşları ne de top kullanışları vardı. Bize gelince; bir kere Kenan ve Hakan ile açık ve net dokuz kişi oynadık. Ayrıca çok ilgi çekicidir ki bizim teknik direktörümüz Kenan’ı ancak 76’da fark edip oyundan aldı. Tabii sormak lazım bu bahsettiğim İtalya karşısında topu tutup kullanabilecek oyunculardan Yusuf’u niye çıkarırız ki oyundan? Cengiz’i Kenan değişikliğinde kullanabilsek sanki biraz daha etkili olabilirdik. Hele hele bu sahanın futbolcusu Hakan’ın dün akşamki hâline şaşmamak mümkün değildi. (Türkiye)



LEVENT TÜZEMEN: DUYGUSAL KADRO

Özellikle ilk 45'te İtalya önünde "Sefil" bir oyun oynadık. Topa sahip olamadık, rakip kaleye gidemedik, şut atamadık, pozisyon üretemedik ve üst üste 3 pas yapamadık. İtalya önde baskı kurunca kalemize yaslandık ve gol yememek için sadece savunma yaparak direndik. Oyuna illa devre arasında mı müdahele etmek gerekir. Şenol Güneş'in "Aman alınmasın, aman kırılmasın" diye erken oyuncu değişikliğine gitmemesi hataydı. (Fotomaç)



ALİ ECE: GÜCÜMÜZDEN ÇOK UZAKTAYIZ

İtalya’yı daha önce de yenememiştik. Son oynadığımızda Dünya Kupası şampiyonu İtalya’ya denk gelmiştik, 2021 model İtalya da 2006’dan beri en uzun süredir yenilmeyen İtalya. Hem güçlüler, hem de formlarının zirvesindeler. Maalesef ilk yarıda da bu form ve güçlerini sahaya yansıttılar, çok baskı yedik. İlk yarıda tek iyi şey gol yemeden bitirmemizdi. Fransa’yı defansif ağırlıklı oynayıp yenerken, arada çıkıp gerçekten tehlikeli olmuştuk, İtalya karşısında ilk devrede sadece bir kez çıkabildik. Bu kadar az çıkabilince mental açıdan ekstra yoruluyorsun, yorulduk. 66’da 2-0 yenik duruma düştüğümüzde İtalya 23, bizse sadece 1 şut atabilmiştik.

İlk golde Umut, Berardi karşısında ayakta kalamadı; kalanı Merih adına talihsizlikti. İkinci yediğimiz gol zaten mental açıdan ne kadar yorulduğumuzun turnusol kağıdıydı: İtalya kendi sağından çok rahat gelip bizim sağımızdan verdiğimiz büyük boşluğu değerlendirdi. Üçüncü golü topu yine çok rahat çevirerek attılar. İtalya gerçekten iyi ama biz de ikinci yarıda kendi gücümüzden çok uzaktık. (Fanatik)



DENİZ ÇOBAN: HAKEMLERİ ŞAŞKINLIKLA İZLEDİM

Dün akşam oynanan maçın skoru bizi fazlasıyla üzdü. Turnuvaya iyi başlayamadık ancak umudumuzu da yitirmedik. Bu guruptan çıkma şansımız hâlâ yüksek. Maçın skoru hakemlerin şansı oldu. Ev sahibi ülkenin farklı kazanması, hakemleri gündemin uzağında tuttu. Açılış maçının hakem ekibi hakkında tek kelimeyle şunu söyleyebilirim: “Şaşkınım!” Dünyanın en önemli turnuvalarından birinin açılış maçında hakemlerin, oyun kurallarının ‘A,B,C’sini uygulamadan maç yönetmelerini şaşkınlık içinde izledim. Maçın kıdemli yardımcı hakemi korner vuruşundan topu doğrudan alan oyuncuya ofsayt kaldırdı. Oysa ki oyun kurallarına göre kornerden gelen top ofsayt olmaz.

‘Burak’ta penaltı yoktu’

Bir pozisyonda top hakeme çarptı, tekrar İtalyan oyuncuda kaldı ve İtalya çok önemli bir avantaj elde ederek, önemli bir atak geliştirdi. Hakem atışı yapmak yerine oyunu devam ettirdi. Belki yukarıda yazdığım hususlar maçın gidişatını etkileyecek konular değildi ama bu seviyede bir hakem ekibinin yapmaması gereken hatalardı. 44. dakikada Burak yerde kaldı ama bence pozisyonda penaltı yoktu. İlk yarının sonlarına doğru, Zeki’nin eline gelen topta penaltı kararı daha doğru olurdu diye düşünüyorum. (Fanatik)

YORUMLAR 84
  • zorbey 2 yıl önce Şikayet Et
    fiziksel değil psikolojik üstünlükleri vardı. eğer basmassanız takım halinde bir beyin gibi düşünemezseniz bunu diğer takım kolayca yapar. tam baskıyı kuracak pozisyonlarda kendi sağ beklerine aktardıklerı paslarla çıktılar. her seferinde orada bizden hiç kimse yoktu. eğer korkarak oynayacaksak ne anlamı var? basarak oynayalım, biz de atalım böyle yenilcemize öyle yenilelim.
    Cevapla
  • Taraftar 2 yıl önce Şikayet Et
    Ugurcan cakir neden hic konusulmuyor bi topuda takim arkadaslarina verseydin be kardesim okadar emege yazik
    Cevapla
  • Candan 2 yıl önce Şikayet Et
    Korkaklığın ve özgüven eksikliğinin sonucu budur. Hucüm edeceksin basacaksın top çevireceksin ve en önemlisi kendine güveneceksin. Yoksa böyle olur. Yenebileceğin İtalya sana 3 atar sen de seyredersin. Adam gibi pas atmadılar hele top kayıpları degajlar dahil belki 100'ü bulmuştur.
    Cevapla
  • vurucu 2 yıl önce Şikayet Et
    merih kalemize aatı 2 gol uğurcanın hatası 2 golü biz attık 3. onlar attı biz hiç bir şey yapamadık
    Cevapla
  • Efe 2 yıl önce Şikayet Et
    Altay kaleye
    Cevapla
  • Aydın 2 yıl önce Şikayet Et
    Uğurcan varken o oturacak kenarda yeğen boş yapma
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle