Çulcu'nun isyanı
MHK Başkanı Mustafa Çulcu Türk hakemlerin Avrupa'da isimlerini duyuramamasına isyan ediyor. Çulcu mahalle maçlarında hakemlik yaptığını açıklarken, hakemlerin kararlarıyla popülaritesi her geçen gün daha da artan futbolun önüne geçtiğini vurguluyor...
MHK Başkanı Mustafa Çulcu, çocukluk yıllarında mahalle maçlarında hakemlik yaptığını söyledi. Çulcu, dünya futbolunda Türk hakemliğinin isminin geçmemesine çok üzüldüğünü belirtti. Milyonların ilgi odağı olan futbolda meşin yuvarlağa hükmedenler her ne kadar futbolcular gözükse de, hiç kuşkusuz verdikleri yanlış kararlarla gündeme gelen hakemler yeşil sahada oynanan bu oyunun baş mimarları.
Çaldığı düdük sonrası verdiği karar şimdiye kadar pek değişmeyen, sarı kartı ile önce uyaran, kırmızı kartı ile futbolcuyu sürgüne yollayan, hiç kimseye yaranamayan bu adamları sevsek de sevmesek de futbolun en önemli unsurlarından biri onlar.
Futbol tarihine baktığımızda 1819 yılına kadar maçların hakemsiz oynandığını, takım kaptanlarının hem oyuncu hem de hakemlik yaptıklarını görüyoruz. Takım kaptanlarının kendi lehlerinde karar vermeleri üzerine ise dışardan bir hakem tayin edilme yoluna gidilmiş ve bu kişinin sahanın içine girmeden karar vermesi istenmiş.
Hakemlik müessesinin tam anlamda kurumsallaşma yolu ise İngiltere'de 1880 yıllarında atılmış. Bu tarihten itibaren hakemlik futbolla bir bütün hale gelmiş, olmazsa olmazı olmuş.
Türk futbol tarihine baktığımızda ise ilk Türk hakemi Fuat Hüsnü Kayacan'dır. Aynı zamanda ilk Türk futbolcusu ünvanını elinde bulunduran Kayacan'ın yönettiği ilk maç 1907 yılında Kadıköy-Moda maçıdır. Daha sonra hakemlik yapan Türkler arasında zamanımızda isimleri stadyumlara verilerek yaşatılan Ali Sami Yen, Yusuf Ziya Öniş ile Burhan Felek yer almaktadır.
Günümüz futbolunda hakem biyografisine baktığımızda hepsi ya birer meslek sahibi, yada ciddi kurumlarda çalışan insanlar. Futbol endüstrisinde masörler bile emekli olurken hakemlerin böyle bir imkanı bulunmuyor. Tamamen hobi olarak yapılan bu meslekte hakemlerin belki de iş güç sahibi insanlardan olması bunun nedeni olsa gerek.
Türk Hakem camiasına baktığımızda ise şuan bu kurumun en tepesindeki isim Mustafa Çulcu. 1960 Yılında Gönen'de doğan Çulcu Kocaeli Bölgesi hakemlerinden. Emekli subay olan Mustafa Çulcu 20 yılı aşkın hakemlik kariyerinde bir çok karşılaşmada düdük çaldı. Şuan Merkez Hakem Komitesi (MHK) başkanlığı görevini yürüten Çulcu genç yaşına rağmen ağır bir yükün altına girmiş durumda.
MHK Başkanlığı görevine seçileli henüz kısa bir süre olan Çulcu, bu zaman dilimi içinde her ne kadar eleştiri alsa da kamuoyu tarafından başarılı bulunuyor. Özellikle şampiyonluk yarışının ve kümede kalma mücadelesi veren takımlar arasındaki maç trafiğine bakıldığında Mustafa Çulcu ve ekibi özellikle ligin ikinci yarısında başarılı bir grafik çizdiler.
MHK Başkanı Mustafa Çulcu, çocukluk yıllarında mahalle maçlarında hakemlik yaptığını söyledi. Çulcu gelecekle ilgili umutlu konuştu. Dünya futbolunda Türk hakemliğinin isminin geçmemesine çok üzüldüğünü belirten Çulcu, kısa dönem ve uzun dönem içindeki hedeflerini açıkladı.
Emekli subay olan Mustafa Çulcu disiplinden taviz vermediğini belirterek, 'Hakemlik, silahlı Kuvvetlerin dışarı açılan bir yüzüydü. O boyut kapanmasaydı daha güzel olurdu. Silahlı kuvvetlerde spor yapma olanağı fazla. Futbol oynadığım için sporu da seviyordum. Bir de kuralları öğrenme adına hakemliğe başladım. Askerlikte edindiğim disiplini halen sürdürüyorum. Askeri hiyerarşi, hakemlik dünyasındaki hiyerarşiye adapte olmamı sağladı' diyor.
Henüz 46 yaşında olan ve genç yaşta MHK'nın başına geçen Mustafa Çulcu eleştirilere açık biri olduğunu ancak genç ve tecrübesiz eleştirilerine katılmadığını söylüyor. Çulcu, 'Hakemliği daha dün bıraktım ve bugün Merkez Hakem Komitesi'nin başındayım. Çok eleştirildim. Genç dediler, yetersiz dediler. Ben hakem arkadaşlarımı çok iyi tanıyorum. Onların düşünce yapısını biliyorum. Karakterlerini biliyorum. Ekip olarak çok iyi olduğumuz zaman onlarda sahada başarılı oluyor. Şampiyonluk yarışının bu kadar çekişmeli ve kümede kalma mücadelesi veren bu kadar takımın maçlarını çok iyi yönetip sezonu kapadık. Hedefimiz Avrupa ve dünya futbolunda da düdük çalan hakem arkadaşlar yetiştirmek' diye konuştu.
Genç bir hakem kadrosuna sahip olduklarını söyleyen Mustafa Çulcu, yaptıkları toplantılarda ve birebir konuşmalarda yapılan uyarıların ardından genç ama olgun bir hakem kadrosu oluşturduklarını ifade etti.
MHK Başkanı Mustafa Çulcu, görev anlayışlarının başında ' Herkes iyi olsun, Biz daha iyi olalım' mantığının yattığını söylüyor. Hiç kimseye ne diyet borcu olduğunu nede kollama gibi bir faaliyet içersinde bulunmadıklarını açıklayan Mustafa Çulcu, 'Görev sürem içinde hakem arkadaşlarımla beraber başarılı olduğumuzu sanıyorum. Kendimizi övmekte istemiyoruz ama eleştiriler hep olumlu yönde. Bizim bir anlayışımız var, Herkes iyi olsun, biz daha iyi olalım mantığıdır. Eleştiri her zaman olacaktır. Kimse eleştirilmek istemez bu yüzden bizde hakemlik çıtasını daha yukarı yükseltmek için çalışıyoruz. Hiç kimseyi kollamadık ve kollamayacağız. Dediğim gibi biz kendi camiamız için çalışıyoruz' dedi.
MHK'nın Futbol Federasyonuna bağlı çalışması ve özerklik ile ilgili konularada değinen Mustafa Çulcu, 'Hakemlerin bir kurulu var. Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği (FFHGD) çatısı altında 10 bin üye var. Türkiye'nin üye potansiyeli en yüksek derneklerinden bir tanesi. MHK Başkanlığı görevine gelmeden önce bu derneğin başkanlığını yürüttüm. Böylesine ciddi bir kurumun temsili ve söz sahibi olması için mutlaka ve mutlaka delegeye sahip olması gerekir. Futbol Federasyonunun oluşmasında veya seçilmesinde mutlaka etken olmalılar. Neden, çünkü on bin kişilik bir grubu temsil ediyorlar. Tercihlerini bu sefer kimden yana kullanmışlar? Haluk Ulusoy'dan yana. Saygılı olmak lazım.'
Hakemlerin ne olursa olsun etki altında kalmamaları gerektiğini belirten Mustafa Çulcu sahaya çıkıp adam gibi maç yönetmek zorunda olduklarını söyledi.
'Futbol bir oyun. Bu oyunun içersinde herkes kişisel menfaatini düşünüyor. Maç öncesi verilen demeçler maçı kendi lehine çevirebilmek için ön göndermelerdir, maç sonrası yapılanlar bir hafta sonraki maçı etkilemek için yapılanlardır. Bu oyunun içersinde bizde doğruyu ve adaleti tecelli ettirebilmek için sahaya çıkan bir kesimin bireyleriyiz. Bu yüzden bunlara sadece gülüyoruz. Onlar bunu yapacak bizde çıkıp adam gibi maç yöneteceğiz. Bizi eleştirenleri biliyorsunuz aynı hataları zamanında dönemleri itibarı ile onlarda yapmışlar bugün televizyon programlarında bizi eleştiriyorlar. Gelişmekte olan bir hakemi çok yerli yersiz eleştirirseniz yıpranır. Biz hakemlere bu göreve geldikten sonra bunu öğrettik. Herkesin bir rolü var. Türkiye'de en çok izlenen programlar hangisi biliyor musunuz ? Magazin ve duygusal diziler. Kim kimle çıkmış nerde yakalanmış. Futbolda da oynanan oyunun güzellikleri kaç pas yapıldığı şunlar bunlar değil hakem orada o tacı yanlış vermeseydi sekiz pas sonra o gol olmayacaktı gibi görüşler hakim.'