'Mafya, para, şike, işte futbol işte!'
Mafya futbolun neresinde?, futbola nasıl girdi? Devlet gutboldaki mafyayı görmüyor mu? Sporyazarları ne kadar masum? Uğur Dündar, futboldaki yolsuzluklara karşı, neden sessiz?

Ecevit Kılıç Kirli Kramponlar (Futbol ve Mafya) isimli kitabı dolayısıyla ciddî tehditler almış bir isim. Kılıç futbola düşman bir isim değil, hem de taraftarı olduğu bir takımı var. Ancak futbolun kirli çarklarını görmüş ve insanlarla paylaşmak isteyen bir araştırmacı. Onun için Kılıç’la bu röportajımızda futbolun günlük tartışmalarından uzak, Türk futbolunun nasıl bir zemin üzerinde bina edildiğini ve nasıl kirli bir çark haline dönüştüğünü irdelemek istedik. İnsanlarımızın taraftarı oldukları takım uğruna birbirini kırdığını hatta kavga ettiğini düşünerek “Bu futbol sistemi içerisinde birbirimizi kırmaya değer mi?” sorusunu sordurtmayı amaçladık.
Futbol, mafya, şike, kara para, medya, menejerler, klüp yazarları, devletin manipülasyonları...hepsi iç içe girmiş durumda.
Röportajı okuduktan sonra bence kararı siz verin.
* Hasan Hüseyin KEMAL'in röportajı
* Hasan Hüseyin KEMAL'in röportajı
Mafya futbolun neresinde?
Mafya futbolda sahanın tam ortasında, göbeğinde duruyor ancak tam anlamıyla etkin olduğunu söyleyemeyiz. Futbolun kalelerine gol atmak için ataklar yapıyor.
Peki mafya futbola nasıl girdi?
Bizde mafya kabadayılar, babalar ve çeteler süreçlerinden geçmiştir. Kabadayılar, suçla yeni tanışan kesimdi. Mahallenin, semtin takımına gelir getiren çay bahçelerini ele geçirmişlerdi. Bunun yanında, mahallenin kabadayıları da o kulübe yardım ederlerdi. Daha sonra kabadayılar suça bulaşmaya başladıklarında, çay bahçeleri onlar için adamlarını ve kaçak malları saklayabilecekleri mekânlar haline gelmişti. Liberalleşmeyle birlikte, mafyanın gizliliği bozulmaya başladı. Artık mafya medyada yer almaya başladı.
Görünür olduktan sonra nasıl bir yol izledi?
Mafya, artık devletteki bazı kişiler ve birimlerle işbirliği yapmaya başladı. Böylece futbola ihtiyaçları kalmamıştı ve yavaş yavaş futboldan kendilerini çekmeye başladılar. Bu seferde kulüpler maddî gelir elde etmek için kendi babalarını veya kabadayılarını takımın başına geçirmek istemişlerdi. Dündar Kılıç’ın Sarıyer Spor’un, Behçet Cantürk’ün Lice Spor’un başına geçmesi bu hadiseye örnektir.
1980’den sonra, futbolun başlı başına bir ekonomi olmasıyla, suça bulaşmış ülkücüler ve solcular spora yöneldiler ve mafya oluşturdular.
Geçmişi konuştuk da şu anda durum nedir?
Şu an, futbol mafya iç içe. 1980’li yıllardan itibaren, mafya, kongrelere müdahale etmeye başladı. Mafya, kulüp üzerindeki etkinliğini, yöneticileri seçtirerek sağladı. 1984’teki Beşiktaş Kongresinde güvenliği Alaattin Çakıcı sağladı ve Süleyman Seba’nın başkan seçilmesine yardımcı oldu. Aynı yıllarda, gene Fenerbahçe Kongresi’ne de müdahale var. 83-84-85 yıllarındaki kongrelerde, mafya direkt olayın içinde diyebiliriz.
Devlet burada mafyayı görmüyor mu? Sonuçta hukuk devletinde yaşıyoruz...
Mafyayı tanımlarken, devletten bağımsız tanımlanması imkânsız, çünkü devletin içinde mafyayla işbirliği yapan güvenlik güçlerinden siyasete, yargıya kadar işbirliği yapan kesimler var. Bizde, devlet, kirli işlerin istihbaratında mafyayı kullandı, bunun karşılığında mafyanın çete işlerine, uyuşturucu ticaretine izin verdi.
SPOR YAZARI YOK KULÜP YAZARI VAR
Peki bağımsız, cumhuriyetçi ve demokrat medyamız bu olup bitenlere tepki göstermedi mi? Meselâ Uğur Dündar gibi bir gazeteci, neden tepkisiz kaldı?
Çok üzücü bir durum. Yolsuzluklara karşı bir simge olacaksınız, ama mafyanın Fenerbahçe Spor’da en etkili olduğu dönemde, Fenerbahçe yöneticisi olacaksınız. O dönem, Sedat Peker’in FB’ye en çok müdahale ettiği, alt yapısına ve kongre üyelerine şiddetli bir şekilde müdahale ettiği bir dönemdi.
Uğur Dündar, futbol dünyasındaki yolsuzluklara karşı, neden böyle bir sessiz kalmış olabilir?
Bunu ona sormak lâzım. Benim yorumum şu: Birincisi çok popüler olmasına rağmen, futbol dünyasında da popüler olmak istiyordu. İkincisi ise, belki de holding patronlarının bir yönlendirmesi ve yerleştirmesi olabilir. Holding patronları futbola ne kadar yakın olursa, futbolun milyon dolarlık pastasından o kadar pay alabilirler. Sonuçta spor kulübü, o medyanın desteğini almış oluyor, medyada o kulübün gelirlerinden pay alıyor. Medya için, futbolun kara parasının, kara veya ak olması önemli değil.
Spor yazarlarının çoğu da mafya konusunu işlemiyor değil mi?
Spor yazarları, futbolun kirli yüzünü görmüyor. Zaten bunlar spor yazarları değil, kulüp yazarları oluyorlar. Kulübün çıkarları için çalışıyorlar. Pekçok gazetede, spor yazarlarının geliri daha fazladır. Spor yazarları, her zaman daha öndedir. Futbolun kirli yüzünü yazanlara bakın, bu çarkın içinde yer almayan insanlardır.
FUTBOLCU ÜZERİNDEN KARA PARA AKLANIYOR
Sporcular açısından olaya ele alırsak neler söylersiniz?
Düşünsenize, meşhur bir futbolcuyla Sedat Peker’in yan yana durduğu bir futbol dünyasından bahsediyoruz.
1980”den sonra hayâlî ihracat patlaması yaşandıktan sonra, futbolcular üzerinden kara para aklama operasyonları başlamıştır. Futbolcu bir milyon dolara alınıyor. Ama futbolcu ve kulüp anlaşarak bu rakamı on milyon dolar gösteriyor. Para kulübe girdikten sonra, bir milyon dolar futbolcuya veriliyor, dokuz milyon dolar da böylelikle aklanmış oluyor. Bu durum hâlâ devam ediyor.
Bazı insanların gözünde futbolcular kahraman olarak görülüyor. Öyle anlatıyorsunuz ki, futbolcuların çoğu kara para operasyonunun bir parçası...
Futbolcular tabiî bunun farkında. Fenerbahçe yönetiminde bulunmuş Atilla Kıyat, Alpay’ın FB’ye transferi konusunda kara para aklama teklifinde bulunulduğunu, kabul edilmeyince de Alpay’ın yurt dışına transfer edildiğini söylemişti.
FUTBOLDA PARA İÇİN HER ŞEY MÜBAH
Peki, siz takım tutuyor musunuz?
Evet, Beşiktaş taraftarıyım.
Kitabınızda futbolun kara para, yolsuzluk, mafya... gibi kavramlarla iç içe olduğunu anlatıyorsunuz. Peki bu sisteme, içiniz rahat bir şekilde nasıl taraftar oluyorsunuz?
Doğru söylüyorsunuz, çok kirli bir sistem. Ben futbola eğlence açısından bakıyorum. Futbol endüstrileşmesiyle küresel bir güç haline geldi, artık yapacak bir şey yok. Artık futbol para demek para içinde her şey mubah görülüyor. “Bu futbol çok kötü bunu bırakayım” diyemiyorsunuz.
Peki neden diyemiyoruz. Futbol sorunlardan kaçış yolu mu sizce?
Evet. Kaotik dünyada futbol, insanların yaşadığı sorunlardan kaçışın bir yolu. Haftada iki saati maç izlemekle geçen birinin, futbol hakkında yaptığı konuşmaları da dikkate aldığınızda hayatının ciddî bir bölümü bu futbolun kapladığını göreceksiniz. İnsanlar bu zaman diliminde hayattaki sorunlarından kaçmış oluyorlar.
Röportajın ikinci bölümünü Yeni Asya gazetesinin röportaj kısmından takip edebilirsiniz.