Fatih Terim: Hakkımı helal etmiyorum!

Fatih Terim, Galatasaray'dan ayrılmasıyla sonlanan süreci ve yaşananları ilk kez anlattı. Terim, "Galatasaray kulübünde bana yaşatılanlardan dolayı bazılarına hakkımı helal etmiyorum" dedi.

Fatih Terim: Hakkımı helal etmiyorum!
Fatih Terim: Hakkımı helal etmiyorum!
GİRİŞ 31.10.2013 14:18 GÜNCELLEME 31.10.2013 17:03
Bu Habere 18 Yorum Yapılmış

Fatih Terim basın toplantısına "Katıldığınız için teşekkür ediyorum. Ümit ediyorum ki toplantı sonrası karanlıkta bir şey kalmaz. Her şey herkesin anlayacağı şekilde ortaya çıkar" deyi başladı.

"BEN NE KADAR TİTİZ DAVRANSAM DA... "

Terim, "Açıkçası, bu toplantıyı organize ederken; artılarını eksilerini fazlasıyla tarttım. Buna karar vermek çok kolay olmadı; çünkü, genel olarak böyle bir temayülüm yok. Ancak başka platformda konuşacağımı söylememe rağmen öne almamın sebeplerini anlatacağım. Kimileri için susmam ve konuşmamam, kimileri için ise artık konuşup benim cephemde yaşananları anlatmam yönünde görüşleri olduğunu biliyorum. Doğan olarak ben Galatasaray'ı düşünüp zarar vermemek için ne kadar titiz davrandıysam, imtina ederken, gündemin değişmediğini ve yaralandığımı farkettim. Takdir edersiniz ki benim de değerlerim var ve çok kıymet verdiğim de bir ailem var. Unutulmasın ki; ben de düşünen, üzülen, sevinen, kızan ve kırılan bir insanım. Konuşup, konuşmadığı, niye konuşmuyor diye devamlı eleştirdiniz. Bugüne kadar suskunluğumu açıklamalar yapıp gündem değiştirmek, sessiz kalıp dinlemeğe bağladınız. Ben kişilere değil, Galatasaray'a zarar vermemek için sustum. Ama bakıyorum ki sistematik bir şekilde sürdürülen itibarsızlaştırılma çalışmasından Fatih Terim'e zarar veriliyor mu diye soran kimse yok. Konuşarak yanlış yapıyor olsam da, başkasındansa kendimden olsun, bir nebze olsun rahatlarım ve rahatlatırım diye konuşmaya karar verdim" dedi.

"AYSAL'IN AÇIKLAMALARI NEDENİYLE TOPLANTIYI YAPIYORUM"

Divan Kurulu'nda konuşmaya karar verdiğini hatırlatan Terim, "Ancak, bunu da öne alma sebebim açık ve bariz. Yoksa Divan Kurul'nda, sayın kurul yönetimine konuşma ricası yapacaktım. Kendilerine de kapalı oturumda, arkadaşlarımla, abilerimle, yönetim kurulu ve başkanıyla bilgilendirme toplantısı yapacak, benim cephemden olaya bakış açısını dillendirmeyi düşünmüştüm. Ancak sayın Aysal'ın bir gazeteciyle yaptığı televizyon programı beni beklememeye mecbur kıldı. Profesyonellikte, kurumsallıkta bir karar alınır ve bu karar uygulanır ve sonunda biter. Ancak bizde öyle olmadı. Bittikten sonra da herkes yoluna gider. Ancak öyle olmadı. 1.5 aydır, bu kararı meşru kılacak, onlarca söylemlerde hatta servislerde bulunuldu. Dahası halan kimsenin aklının bu konuda net olmadığını düşünüyorum. Şimdi Galatasaraylılara sesleniyorum. Lütfen, haklı-haksız, suçlu-suçsuz arayışına girmeyin. 60 yaşındayım ve beni 40 yıldır tanıyorsunuz. Beni bir gün olsun, yüzyüze gelmeden bile tanıyanlar var. Bu benim için gurur verici. Zor bir insan olabilirim, kolayım da demedim. Egolarım bir çok insandan fazla da olabilir.

Değişmem demedim. Ancak yaşamını toplumsal ve ailevi değerler üzerine kurmuş, kendini geliştirmek için hala eğitim alan, Galatasaray değerlerini pek çok kişiden özümsemiş birine Galatasaray'a aykırı davramdım diyemez.

"DEĞERLERİ KEFEYE KOYACAK OLSAK..."

İnsanların değerlerini ölçecek bir terazi olsa, benim kefem bir çok kişiden ağır basar. 40 yıldır Galatasaray'a hizmet eden biri olarak, büyüklerimden şunu öğrendim; üyelerin hür iradesiyle seçilenlerin arkasından konuşmam. Yapmadığım ve konuşmadığım şeyleri doğruymuş gibi gösterilmesine cevap verecek olmaktan hicap duyuyorum. Çok üzülüyorum. Bu kulübün bir Divan üyesi olarak, Galatasaray başarılı olmak ve galip gelmek için her yola başvurmak değildir. Galatasaray, Ali Sami Yen'dir; Galatasaray Metin Oktaydır" dedi.

"GALATASARAY BU DEĞİL"

Yaşadıklarını ise Fatih Terim; "Sayın Aysal'ın da ifade ettiği gibi çok açık bir iletişim problemi yaşadık. Bunu kabul ediyorum. Ederim de, hiçbir zaman da reddetmedim. Ama ben derdimi başkanla birebir konuşarak halletmek istedim. Ama kapısından çıktıktan sonra yaşanılanları internet sitesinden, sosyal medyadan okumak istemedim. Velev ki biz dostuz. Velev ki aramızda iletişim problemleri var. Hepimiz iyi biliyoruz ki; problem olmayan ilişki yoktur. Herkesin problemi olur. Biz bütün bunlara rağmen, karşılıklı oturur, konuşur gerekirse yolları ayırırdık. Başarılar diler, eşyalarımı toplar çıkardım. 2. Gidişimde Özhan Canaydın'la konuşurken, artık ayrılmam gerektiğini söyledim. Teke tek oturduk, kendisi 'ben bunu açıklayamam' dedi. 'Ben açıklarım' demiştim. "Ben gelmem, söyleyemem, orada bulunamam' demişti. Koluna girmiştim, basın odasına gidip, sayın başkanım yanımda otururken, bunu açıklamıştım. Buna sayın başkan üzülmüştü. Tam 10 sene geçmiş. Hiçbir yerde, duydunuz mu? Hayır. Allah gani gani rahmet eylesin. Madem Galatasaray kültür ve değerlerinden bahsediyoruz, antrenmanı bitirip teri soğumadan, hocasına basına bildiren, arkasından yayın yapan televizyon kanalımız, hayal mahsülü bir haberi veren, evine bildirimde bulunmak için noter gönderen bir anlayış benim 40 yıldır, hatta daha öncesi, Galatasaray'da gördüğüm öğrendiğim bir uygulama değildir. Bu benim, hayatım boyunca rastladığım bir şey değildir. Galatasaray kulübü bu değildir. Bu benim Galatasaray'da tanımadığım, bilmediğim ve yaşamadığım bir davranış şeklidir. Ümit ederim yerli yabancı hiçkimse bunu yaşamaz" diye özetledi.

"BAZILARINA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM"

Telefon kayıtlarının basına gönderilmesine tepki gösteren Fatih Terim, "Ben de telefon kayıtlarını basına mı göndereyim. Bu bize yakışır mı? Telefon meselesi, Albayrak ve Dürüst'ün ayrılıkları, aylar öncesi yeni hoca iddiaları, primin futbolcularla konuşulması, yaşananlardan sonra geçmiş olsun denmesi bir yana, şampiyonluk için sadece futbolcuların kutlanması, daha neler neler. Bunları alt alta yazsam liste çok uzar. Bunların herhangi birinden sonra benim yerimde kim olsa istifa eder. Ben tam aksime, 4. Yıldızı takmadan gitmeyeceğim dedikçe, her şeyin şiddet arttı. Sanırım geriye baktıkça bazı şeyleri daha iyi anlıyorum. Sayın Aysal'ın televizyon programında Antalyaspor maçı sonrası söylediklerimi izlemekte bir kez daha fayda var. Maç sonra görevimin başında, göndermeye çalışsalar bile kalacağımı söylüyorum. Şimdi bunları görüştükten sonra her zor durumda bana ihtiyaç duyulan ve çağrıldığında koşulsuz hiç zorluksuz elimi ve gövdemi taşın altına sokmaktan geri kalmadım. Galatasaray kulübünde bana yaşatılanlardan dolayı bazılarına hakkımı helal etmiyorum" dedi.



MİLLİ TAKIMLA SÖZLEŞME İMZALADI MI?

"Bu süreç içerisinde beni tanıyan, hiç konuşmadığım halde beni anlayan ve beni her türlü platformda destekleyen herkese sonsuz teşekkür ediyorum" diyen Terim, "Milli Takım için TFF ile sözleşme imzalayacak mısınız?" sorusuna "Mayıs ayına kadar Milli Takımın başında kalmaya ve geleceğe taşınması için dizayn etme konusunda söz verdim. Henüz bu sözümün haricinde bir şey yapmadım. Söz var. Zaten bundan sonraki kariyerim beni ve ailemi bağlıyor. Yani henüz yaşananların etkisi geçmeden herhangi başka bir şey yapmam söz konusu olabilir mi? Ayrıca buna fırsat veriliyor mu?" yanıtını verdi.

"HANGİ HOCALARLA GÖRÜŞTÜLER? AÇIKLASINLAR..."

12 Nisan'da TFF ile görüşüp anlaştığınız söyleniyor sorusuna ise Terim, "Böyle bir şey yok. Bunu iddia eden ispat etmeli. Ben görevimin başındayken, görüşülen, teklif edilen yabancı hocaları niye sorgulamıyorsunuz. Antalya maçı öncesi telefonda aldığım sesten, daha önce aldığım telefonlardan, ah onların dili olsa da konuşsa. Hatta Türkçe konuşsa. Yine Antalya maçı ve Beşiktaş maçının devre arasında 4. Yıldızı takmadan gitmeyeceğimi ifade ettim. 12 Nisan'la hiç uymuyor. Benim dediklerimi sorgulasanız daha iyi olur" yanıtını verdi.

"BENİ EN ÇOK YARALAYAN ŞEY..."

Milli Takımın başına geçme aşamasında Demirören'in evine gidip gitmediği sorusunu ise Terim şöyle yanıtladı, "Bu süreçte tüm dengeleri gözettim. Çok hassas davranmıştım. Her adımda Galatasaray'a zarar vermemesi için çok uğraştım. Sayın Demirören'in talebini aldıktan sonra "Sayın Aysal'dan izin almadan gelmem" diye kabul etmiştim. Sayın Demirören, sayın Aysal'dan izin aldıktan sonra gittim. Bu sayın Demirören'le, sayın Aysal'ın birinci telefonudur. Kahvaltıda sadece sayın Demirören yoktu. TFF yönetiminden birkaç arkadaş daha vardı. Teklif kısmına gelmeden öne "Sayın Başkanım, teklif için de sayın Aysal'dan izin alın" dedim. Odanın başka bir bölümüne gidip konuştuktan sonra gelip bana "İzin aldım" dedi. Bu 2. Konuşmam oldu. Ben oradan, "Bana verdiğiniz teklifi sayın başkanımla görüşeceğim" diyerek kahvaltıdan ayrıldım. Florya'da başkana bu görevi kabul edersem para kabul etmeyeceğimi söyledim. TFF'nin kurallar gereği bana para vermeleri gerektiği söylendi; ama ben bu parayı bir hayır kurumuna bağışlamalarını istedim. Sayın Aysal da benimle ilgili sayın Demirören'le konuştu. Bu da 3. Telefondur. Bunların hepsini sayın Aysal'ın oluru ve izin vermesiyle yaptım; çünkü benim yanımdan telefon açarak 4 maç artı danışmanlık vermesi sayın Aysal ile sayın Demirören'in 3. Telefon konuşmasıdır. Sayın Aysal'ın 2. konuşmada, "Sayın Demirören hocamızı Mayıs ayına kadar izin istiyoruz" diye sorudğunda, Galatasaray başkanının cevabı, "İsterseniz Ocak ayında alın. Ama 2-3 hafta önce haber verin demesi beni çok yaradı. Demek ki benden vazgeçmeye hazır ve bundan da emin. İstekli başka, vazgeçmeye hazır başka bir de emin. Bildiği bir şey varmış."

Etik değerlere ve usule aykırı hiçbir şey yapmadığını söyleyen Terim, "Benim çalıştığım tüm başkanlarla kimi zaman teknede kimi zaman boğazda beş yıldızlı bir otelde, kimi zaman da evde görüştüm. Kurumda bu işler görüşülemez mi, olabilir. Ama artık işler böyle dönmüyor. Başkanlar yöneticiler nereye gelin derse, oraya gittik. Tanışıklık ve samimiyet yerin belirlemesinde önemli yer tutuyor" dedi.

"G.SARAY'I DURDURMAK İSTEYEN..."

İmza töreniyle ilgili ise Fatih Terim, "Teklifin gelmesinden sonra onaysız değil tek adım atmamışken, işin özü değil de süsü mü rahatsızlık verdi. Sayın Demirören basın toplantısında imza atılan kağıdı gösterdi. O kağıt görünene kadar koskoca Galatasaray kulübü kendi hocasına güvenmek yerine o kağıdın başına düştü. Daha uğradığım haksızlığı nasıl ifade edeyim ki. Bana yapılan bu teklif ve sonrasında yaşananlar Galatasaray'ı durdurmak için bir komplo ise, bu komplonun kolaylaştırıcısı ve ekmeğine yağ süreni çok uzakta değil. Sanırım açıklık geldi" ifadelerini kullandı.

BAŞBAKAN'LA GÖRÜŞTÜ MÜ?

"Milli Takımın başına gelmesini TFF'den daha yüksek bir mevkiden mi aldın" şeklindeki soruya, "Ben bu soruyu açim. Başbakandan mı aldın diye soruyor. Görevdeyken de görev dışındayken de sayın Başbakan'la görüşüyorum. Sayın başbakan ile ülke futbolu ve sporu hakkında sık sık konuşuyorum, Milli takım konusunda sayın başbakan ile bir görüşmem olsaydı bunu size söylerdim" yanıtını verdi.

"BANA SÖZLEŞME UZATMA TEKLİFİ GELMEDİ"

Kendisine sözleşme yenileme konusunda bir teklif gelmediğini kaydeden Terim şöyle devam etti, "Genel Kurul geçti, Emirates geçti, Süper Kupa geçti. Bu zaman zarfında, tek rahatsızlık yok. Mukavelenin bir defa gündeme geldiği yok. Fakat ne zaman Milli Takım ile o süs imzasını attık, birdenbire olaylar başka bir hal almaya başladı. Birdenbire Milli Takım'la taktik toplantısından çıktığımda müthiş bir telaş vardı. 3 Eylül'de yönetim kurulu uzatma kararı aldı. Daha da acısı ben bunu Galatasaray'ın resmi sitesinden öğreniyorum. Resmi site imzaladı diye verdi, sonra değiştirildi. Bu haberler olduktan sonra şaşırdım. Ardından 10 gün geçti. 3 ile 13 arasında geçen 10 gün içerisinde bana getirilen bir mukavele, sözleşme, öneri var mı? Ve bu konuyla ilgili bilgi var mı? Olmayan şeyi olmuş gibi gösterenler, böyle bir şey getirseler, buna destan yazmazlar mıydı? Buna gerek yoktu; çünkü başkanla karşılıklı bir söz vardı. Bence sebebi, camia ve taraftar baskısıydı. Benim durumumda olsa ne hissederdiniz. Bugün kendiniz empati yapın. Her şeye göz yummuşsunuz. Basına gönderilen sms'lere, doğrudan oyuncuyla görüşmelere vs. vs. Kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelere, başka hocalarla yapılan görüşmelere göz yumulmuş. Galatasaraylıyız, Metin Oktay ve Ali Sami Yen'e bağlıyız. Ama Galatasaray'ın rahmetli olmuş efsaneleri bile bunları yaşasaydı isyan ederdi. Ben imzayı 1974'te attım. Sözleşmede ne vardı ona bakmadım.

Galatasaray'a gelişimde de yine elimizi taşın altına koyduk. Görüşmemin hemen akşamında evime bir yönetici geldi. Gönderilen yönetici utanırak, sıkılarak, her yıl başarılı olmak kaydıyla, 3 yıllık sözleşmeyi 1'er seneye çevirmek istiyorlar dedi. Eğer haysiyeti kırılan biri varsa benim. Birinci gün haysiyeti kırılan varsa o benim. Bir gün bile çıkıp bununla ilgili tek kelime söylemedim. Bizim sözleşme problemimiz birinci gün ortaya çıktı. Neden bu konuda konuşmadım, 'Tek sebebi var. Galatasaray etiğini olan bağlılığımdan dolayı tek kelime etmedim."

"SMS KAYITLARININ SERVİS EDİLMESİ HAYSİYET KIRICI"

Galatasaray'dan gönderilme sebebinin hala net olarak açıklanmadığını söyleyen Terim, "Bu kararı haklı göstermek için nedenler sıralandı. Benim düşüncem bu. Kimse benimle çalışmak zorunda değil. Ama bunun için sebep yaratmaya çalışma, iddiaları servis etmek, yakışmıyor. Dahası asıl bunlar haysiyet kırıcı. SMS kayıtlarının bir gazeteciye servis edilmesi haysiyet kırıcı. Hocasından habersiz 6-1 yenildiğiniz bir maç sonrası bir futbolcuyla çıkacağınız Beşiktaş maçı için prim pazarlığı yapmanız haysiyet kırıcı. 2 sene alnının akıyla şampiyon olmuş, başarılar yaşatmış ve bu başarıları elde etmiş hocanızı değerleriyle vurmaya çalışmak yanlış, haysiyet kırıcı. Ne yapalım biz de telefon kayıtlarını mı açalım. Gelen son sms ne zaman onu göstereyim. Bu benim tarzım değil. Bu bana yakışmaz. Bu Galatasaraylılara da yakışmaz" diye konuştu.

"AŞKOLSUN, YAZIKLAR OLSUN"

"Konsantrasyonumu kaybettim" diye söylediğim dile getirildi, "Aşkolsun, yazıklar olsun. Ben namağlup bir takım bıraktım.
Eskişehir, Bursa, Beşiktaş deplasmanlarını atlatmış bir Galatasaray bıraktım. İlk maçlar üzerinden alınan skorlarla mı beni yargılayacak ve emeğimi sorgulayacaksınız. Başarı varsa varsın, yoksa yoksun. Öyle mi? Ne diyeyim, yazık. Hakkaten yazık. O zaman geçen sene Şampiyonlar Ligi'ni hatırlayayım. Kupalar da geride. Çok üzdü bunlar beni. Ben sadece başarısızlıklardan, bir maçtan sonra değil, çok büyük başarılardan sonra da telefonumu kapattım. Bazı arkadaşlar telefonu açıp, bu günde de telefon kapatılır mı diye bana serzenişte bulundular. Real Madrid maçına çok iyi başlamışken, daha sonra yenilmiş olmamız beni üzmüş olamaz mı? Ben de travma yaşamış olamaz mıyım? Kendi aileme de telefonumu kapattım. Evime de gelmedim. Başkanın telefonuna çıktı çıkmadı, bunlar son derece yakışıksız" ifadelerini kullandı.

"30 SANİYELİĞİNE FATİH TERİM OLUN"

"Ekonomist değilim, fakat kulübün maddi menfaatlerini herkesten çok önemserim" diyen Terim, Beşiktaş maçı öncesi prim görüşmeleri için Lutfü Arıboğan'la konuşmasını ise "Lutfü, Real Madrid maçını kaybetmiş bir takımın Beşiktaş maçına yüreğini koyması gerekir. Gereğkirse başkanı ararım' dedim.

Sonra basında haberler çıkıyor. Başkan bana ulaşamıyor. Demek ki yardımcılarıma da ulaşamıyor ki; takım kaptanı olmayan bir futbolcuya ulaşıyorlar ve prim pazarlığı yapıyor. Galatasaray tarihinde alelacele bir deklarasyon hatırlıyor musunuz? Oyuncular tebrik ediliyor. Emeği geçen hiç kimse tebrik edilmiyor. Biz orada 80 bin kişiyle can güvenliği pazarlığı yapıyoruz. Galatasaray başkanının deklarasyon yayınladığı söyleniyor. 30 saniye Fatih Terim olun. Galatasaray tarihinde de bu tip deklarasyonlar tektir. Başarılı olan yöneticilerimize, teknik heyetimize ve oyuncularımıza diye tek tip deklarasyonlar yayınlanır. Ertesi sabah prim meselesini öğreniyorum. Kurumsallık bu mudur? sorusunu sordu.

"Galatasaray'a tekrar döner misin?" sorusuna ise Terim, "Hayat, belli olmaz" yanıtını verdi.

 "GALATASARAY'DAN AYRILIRDIM"

"5 ay önce TFF'yi tanımıyorum" açıklamasını yaptıktan sonra o federasyonla çalışıyorsunuz hatırlatılması üzerine Terim, "Türk futbolunun başarısı için herkes bir araya gelmelidir. Elimi taşın altına koymaktan bahsediyoruz. Türk futbolu ve ülke futbolunun başarısı için en iyi şeyler yapılmalı" ifadelerini kullandı.

"Milli Takıma gitmeseydi Galatasaray'dan ayrılır mıydınız?" sorusuna Terim, "Bunlar yaşandıktan sonra 'evet', böyle bir karar alırdım. Milli Takım'dan teklif almasam bile ayrılırdım. Ayrıldıktan sonra Ünal Aysal ile görüşmem de olmadı. " yanıtını verdi.

"SNEIJDER'LE HİÇBİR PROBLEMİM OLMADI"

Sneijder'le yıldızınızın barışmadığı ve onu istemediğiniz yönündeki soruya ise Terim, "Sneijder'in özelinde değil, biz bir oyuncu alırken, formu, karakteri, maliyeti gibi şeylere bakarız. Gerekirse 3 kez değil 13 defa dönüş yaparız. Son saniyeye kadar ısrarla hayır deriz. Biz verirken 5 kişilik liste veririz. Bunun '1'i 2'si alınır veya başka biri alınır. Kulübümüzü daha ekonomik ve katkısı daha yüksek olur diye bakarız ve ince eler sık dokuruz. Bu listede vardı yoktu gibi şeylere bakmayız. Sneijder'in kendisine de söyledim. Ama burada başka bir şey denmiş. Öncelikli olarak ihtiyaçlar gözününde bulundurulur. Benim Sneijder'le hiçbir zaman problemim olmadı. Ona sadece sıkıntın olursa burdayız dedim" yanıtını verdi.

Terim, "Galatasaray 4. yıldızı taksa kutlamalara ve Galatasaray-Fenerbahçe maçına gider mi?" sorusuna şu yanıtı verdi, "Benim için aslolan Galatasaray'dır. Kişiler ekızıp Galatasaray'a arkamı döneceğimi düşünenler yanılıyor. İhtiyaç duymam durumunda maçı stattan izlerim."

"HAKKINIZI HELAL EDİN"

Terim basın toplantısını "Amacım tüm Türkiye'nin gurur duyacağı bir milli takım yaratmak. Beni ben yapan Fatih Terim'i imparator diye bağrına basan, iyi ve kötü gününde yanında olan muhteşem Galatasaray taraftarı, ben ne sizden ne de Galatasaray'dan ayrılmadım. Ayrılmam. Ne sizi ne de Galatasaray'ı bırakmadım. Bırakmam. Elimi kalbime götürüyorum, Galatasaray taraftarının benim için yaptıklarına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. 40 yıl içinde hakkım varsa, hepsini Galatasaray taraftarı ve Galatasaraylılara helal ediyorum. Siz de hakkınızı helal edin" sözleriyle bitirdi.

YORUMLAR 18
  • Muammer ÖZDİLEK 10 yıl önce Şikayet Et
    FATİH HOCAM. fatih hoca haklı ben olsam hakkınmı helal etmem bir insanı kırk yıl sırtında taşırsın bir gün indirirsin senden kötüsü yok top yuvarlak gol da yiyecek golda atacak
    Cevapla
  • cemil 10 yıl önce Şikayet Et
    çelişkiye düştün fatih hoca. fatih hoca çelişkiye düştün o duruşunu sergiliyemedin gs taraftarının hiç sevmedigi demiröerin yanına gittin tıpkı abdullah avcıyı yakan volkan demireli kaleye koydugun gibi iahi adalet o volkan hollanda maçında seni de yaktı fatih terim gibi takımının başında dursaydın aysal seni göndermeye asla cesaret edemezdi bence suçu kendinde aramalısın
    Cevapla
  • muharrem tosun 10 yıl önce Şikayet Et
    بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ Bismillahirrahmanirrahim. acaba futbol yüzünden taraftarlık yapan milyonca müslüman kardeşlerim gün gelirde futbol taraftarlığı yüzünden işlemiş oldukları günahlar yüzünden tövbe edince .. bu günah bataklığında vebal sahiplerine müslüman kardeşlerim hakkını helal edecekmi... fütbolla ilğili her an her konuda öfke olması bu öfke şeytanın beklediği bir fırsat oldugundan müslüman kardeşlerim farkında olmadan futbol taraftarlığı ugruna günah işlemiş oluyorlar . rabbim ümmeti muhammed futbol bataklığından kurtulma bilinci ihsan etsin..
    Cevapla
  • force mdt 10 yıl önce Şikayet Et
    Galatasaray vefasızdır. Aynı fatih terim fenerbahçe beşiktaşda olsa idi sr alex ferguson gibi emekli olurdu o takımdan malesef hakan şükür fatih terim hagi farketmez GS vefasız bir takımdır
    Cevapla
  • umityldz 10 yıl önce Şikayet Et
    Galatasaraylılar için Vefa bozamıdır??. Size şampiyonluklar kazandıran sizi neredeyse ipten alan bir Hoca ya vefanız bu mudur..??? Vefa görmek istiyorsanız Fenerbahçe taraftarının Alex e nasıl sahip çıktığını görün.. Evet Galatasaray büyük kulüp ama bu kulüpleri büyük yapan "ahlaki" değerleridir..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle