Carlos idolü olan Türk'ü açıkladı

Sivasspor teknik direktörü Roberto Carlos, hayatını ve takımını açık bir dille anlattı. Teknik direktörlükte idolünü açıkladı.

Carlos idolü olan Türk'ü açıkladı
Carlos idolü olan Türk'ü açıkladı
GİRİŞ 24.11.2013 11:41 GÜNCELLEME 24.11.2013 11:41

Hürriyet'ten Hakan Gence'ye röportaj veren Roberto Carlos'un da hep söylediği gibi Sivas, İstanbul'a uzak değil, uçakla 1 saatlik mesafede. İndikten sonra tesislere araçla gitmenizde en fazla 10 dakika sürüyor. Yalnız havalimanı ve tesisler arasında uzanan yol, ummani bir boşluk içinde çorak bir alan.

Evinde Sivas'ın belli başlı restoranlarının menüleri var. Yemeklerini ya Brezilya'dan gelen yardımcısı yapıyor ya da bu menülerden sipariş veriyor. Hala en çok Brezilya müziklerinden zevk alıyor. Futbol dışında özellikle Formula 1 izlemeyi seviyor. Sivas ruhundan kopmamak adına yakın zamanda da bir Sivas Kangal alma planları yapıyor.

Türkiye'ye döndünüz. Üstüne bir de Sivas'ta yaşamaya başladınız. Sizi bu değişime nasıl ikna ettiler?

- Aslında ikna olunacak bir şey yoktu çünkü benim adıma kolay bir karar oldu. Ne de olsa Sivasspor büyük bir kulüp. Ben de hayatıma teknik direktör olarak devam etmek istiyorum. Mesleki açıdan iyi bir tercih oldu.

Sosyal hayatı seven, hareketli bir adamsınız. Burada sıkılmıyor musunuz?

- Yok. Doğduğum yer de zaten küçük bir şehirdi. Ben alışkınım. Bu yüzden burası bana hiç küçük gelmiyor. Bir problem yok.

Peki günleriniz nasıl geçiyor?

- Sakin. Bol bol antrenmanlarım oluyor. Onun dışında genelde evimdeyim.

Sizi yalılarda falan hayal ediyorum. Burada nasıl bir eviniz var?

- Temizlik yaparken yorulmamak için küçük bir evde oturmak istedim. Brezilya'dan yanıma iki yardımcım geldi. Onlarla yaşıyorum.

"YİĞİDOLAR SAVAŞÇI BİR HAVA VERİYOR"

Yeni takımınızın futbolcularına 'Yiğidolar' deniyor. Sizin 'yiğido' lakabından anladığınız ne oldu?

- Her kulübün geçmişinden ve kültüründen gelen bir sembolü ve ön adı var. Sivasspor bu noktaya savaşarak gelmiş. 'Yiğidolar' da futbolculara savaşçı bir hava veriyor. Bu yüzden yakışıyor. Ayrıca ben de savaşçı bir adamımdır.

Ligin ilk dört takımına girmek gibi hedefleriniz var mı?

- İnşallah. Takım olarak iyi bir atmosfer yakaladık. Tabii inişlerimiz çıkışlarımız olabilir ama şu anda doğru yoldayız. Ve daha birçok galibiyet hedefliyorum. Ligi iyi bir yerlerde bitireceğimize inanıyorum.
Sivas'a yeni gelmişken Valencia'ya gideceğiniz hikayesi çıktı. Doğru mu?

- Bu söylentileri ben de duydum. Ama bana gelen herhangi bir teklif yok. Bu dedikodular Sivasspor'da başarılı olduğumuzun bir göstergesi.

"FATİH TERİM VE DEL BOSQUE"

Teknik Direktör olarak kendinize kimleri örnek aldınız?

- Fatih Terim, Vicente Del Bosque... gibi isimler var.

Fatih Terim demişken, Türk Milli Takımı'na teknik direktör olmayı düşünür müsünüz?

- Fatih Terim uzun süreli bir sözleşmesi var. Bu yüzden biraz zor ama Milli Takım'a direktör olmayı tabii ki isterim.

Türkiye ve dünya futbolunu kıyasladığınızda çıkardığınız sonuç ne?

- Türk futbolu kendini çok geliştirdi. Avrupa liglerindeki futbola çok benzeyen şekilde oynanan maçlar var. Ayrıca çok iyi pas organizasyonları oluyor. Yer yer İngiltere futbolundan bile daha güzel pasların atıldığı maçlar görüyorum.

Her şey bu kadar pozitif mi? Eksiklerimiz yok mu?

- Furbol alt yapımız eksik. Bu yüzden daha çok futbol okulu açmanız lazım. Türk oyuncuları alt yapılarından daha iyi yetiştirilip yurtdışındaki ülkelere transfer edilebilir.

Eski takımınız Fenerbahçe'ye gelirsek. Aziz Yıldırım'ın yeniden başkan seçilmesi sizi nasıl etkiledi?

- Aziz Yıldırım bütün yaşanan polemiklerden ve olaylara rağmen Fenerbahçe için çok iyi bir başkan oldu. Takımın bütün problemlerinde kulüpten önce kendisini ortaya koydu. Fenerbahçe'nin bir ikonu haline geldi.

"ALEX SEVDİĞİM TAKIM ARKADAŞIM"

Bir de Alex olayımız var. Onun spekülasyonlu gidişi hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Alex sevdiğim eski takım arkadaşım. Kendisine çok selam söylüyorum. Bu kadar konuşayım.

Türkiye ve Brezilya arasında nasıl benzerlikler var?

- Çok var ama genel olarak Brezilyalılar diğer ülkelerin insanlarından farklı.

En iyi futbolcular, en güzel kadınlar ve en neşeli insanlar Brezilya'dan çıkıyor. Farkınız bu mu?

- Bence saydıklarına müziklerimizi de eklemelisin. Brezilya'da hayata dair her şeyden bir parça bulabilirsin. Neşeli olmak bizim kültürümüzün bir parçası. Ayrıca zorluk yaşadığımız anlarda bile hayata tebessümle bakmayı biliyoruz. Futbola gelince Brezilya'da erkek veya kadın farketmez herkes futbolu seviyor. Doğuştan bu işe gönül verdikleri için de çok iyi futbolcular çıkarıyoruz. Kadınlar konusunda da sadece Brezilya'da değil dünyanın her yerinde güzel kadınlar olduğu görüşündeyim.

O halde en güzel kadınlar hangi ülkede?

- Evli olduğum için bu konuda beni çok sıkıştırma.

Peki futbola başlamadan önce Brezilya'da nasıl bir hayatınız vardı?

- Mütevazi bir ailede doğdum. Bir çiftlikte yaşıyorduk. Babam kahve topluyordu. Üç kız kardeşim var. Çok sakin bir hayattı.

O hayattan bir şekilde yırtmanın hayallerini kurar mıydınız?

- Hayır. Hiç zengin olma hayalleri falan kuran bir çocuk olmadım. Sadece futbol oynamak istiyordum.

Peki maddi zorluklar içinde futbolunuzu nasıl geliştirdiniz?

- Küçük yaşlarda sert zeminlerde koşup futbol oynuyordum. Doğru düzgün bir topum bile yoktu. Eve döndüğümde ayaklarım yara içinde kalmış olurdu. Şimdi düşünüyorum da çok güzel zamanlardı. Bana çok şey kattı.

Sokakta mı keşfedildiniz?

- Zamanla oyunum çevremizdekilerin dikkatini çekti. Babamın beni yönlendirmesiyle de futbol kariyerim başladı.

Peki kariyerinizi dünya çapında yapan sadece sihirli ayaklarınız mıydı?

- Yaradan herkese bir kader veriyor. Ve o kader üzerinde ilerleme işini sizin kendi ellerinize bırakıyor. Benim kaderim futbol üzerine yazılmış.

"MARİANA BENİM İÇİN SON DURAK"

Siz sahalarda eserken aileniz ne oldu? Babanız hala kahve mi topluyor?

- Benim ve ailem için hiç bir şey değişmedi. Mütevazılığımız devam ediyor. Tek değişen televizyonda görünmemiz.

Dört yıl önce buluştuğumuzda Brezilya'da bir fizyoterapist olan Mariana'yla yeni evlenmiştiniz ve eşiniz hamileydi. Evliliğiniz hala devam ediyor mu?

- Evet bir kızımız oldu. Adı da Manuella. (Kolundaki dövmeleri gösteriyor. Sağ ve sol kolunda diğer çocuklarının başharfleri var. Kızı Manuella'nınsa isminin tamamını koluna dövme yaptırmış).

Peki eşiniz Sivas'a gelmeyecek mi?

- Ocak ayında gelecek ama İstanbul'da yaşayacak. Çünkü çocuğum için uluslararası geçerliliği olan okul sadece İstanbul'da var ve Manuella orada okuyacak.

Mariana sizin için artık aşkta son durak mı?

- Evet benim için son durak.

"ÇOCUKLARIMLA GÖRÜŞÜYOR ANNELERİYLE GÖRÜŞMÜYORUM"

Son çocuğunuzla toplam çocuk sayınız sekiz oldu. Bir takım kurmaya yaklaştınız. Daha fazla çocuk istiyor musunuz?

- Şimdi dört erkek ve dört kız çocuğum var. Sanırım bu kadarı yeterli.

Kaç kere evlendiniz?

- İki kere. İlk evliliğimi 1995'te yaptım ve beş sene evli kaldım. Altı yıldır da Mariana'yla evliyiz.

Ama ortada beş anne var. Diğer çocuklar çapkınlık sonucu mu oldu?

- Evet. Ama bekarken yaşanan şeylerdi.

Peki çocuklarınızın hepsiyle görüşme fırsatı buluyor musunuz?

- Evet. Hepsiyle görüşüyorum. Ama anneleriyle görüşmüyorum.

Acaba anneler birbiriyle görüşüyor mu?

- Bilmem araştırma gereği duymadım!

Size karşı büyük bir kadın cephesi var sanırım...

- Çok zor! Demem yeterli mi?

Bir sürü çocuğunuz varken ve onlara babalık etmek zorken, neden bir de evlat edindiniz?

- Aslında her zaman bir çocuk evlat edinmeyi düşünmüştüm. Evlat edindiğim çocuğum Roberto Carlos Junior'la da çok küçük yaşta, hasta ve ölmek üzereyken tanıştım. Onun yaşamasına destek olmak istedim.

Şimdi kaç yaşında?

- 12 yaşında. Annesi çok içiyordu. Düşük olarak doğdu. Kollarında, beyninde ve kalbinde büyük problemleri vardı. Vücudu düz bir yapıdaydı. Kalbi yeteri kadar kan pompalıyamıyordu. Onu Madrid'e götürdüm. Orada ciddi bir ameliyat geçirdi. Şimdi sağlığı iyi.

Çocuklarınızın yaşadığı yerleri, annelerini, isimlerini karıştırmıyor musunuz?

- Sadece doğum tarihleri konusunda arada sıkıntı yaşıyorum. Zaten çocuklardan dördü Brezilya'da diğer dördü benimle yaşıyor. Bazıları birbirleriyle de görüşüyor.

Peki maddi yardım dışında babalık görevi adına bu çocuklara bir şeyler yapıyor musunuz?

- Evet. Hepsi iyi eğitimler aldı. Terbiyeli gençler oldu.

Brezilya'da 200'e yakın kişiye baktığınız doğru mu?

- Geniş bir aileyiz. Kaç kişiye yardım ettiğimin sayısını gerçekten bilmiyorum.

Çapkınlığa hala devam mı?

- Artık 41 yaşıma giriyorum. Parti, disko ve eğlence hayatı dönemlerim geçti. İnsanın hayatında ailesine, eşine ve çocuklarına odaklanması gereken zamanlar geliyor.

Ama en son Beyaz Show'a geldiğinizde programa çıkmak yerine kendinizi eğlenceye kaptırdığınız söylendi. İşin aslı ne?

- Bu uydurulmuş bir hikaye. Program günü İstanbul'da bile değildim.

Bu kadar kadın sizde ne buluyor olabilir?

- Televizyonda görünmemin, medyatik halimin ve bacaklarımın etkisi olabilir.

Yani efsane olan kalın baldırlarınızı kadınlar seksi mi buluyor?

- Sanırım beğeniyorlar.

"BECKHAM'DAN DAHA YAKIŞIKLIYIM"

Kendiniz Beckham'dan yakışıklı bulduğunuz bir şehir efsanesi mi?

- Hayır doğru. Ne kadar kendimi beğenmediğimi söylesem de beni David'le kıyaslarsanız ben çok daha yakışıklıyım.

Bundan Beckham'ın haberi var mı acaba?

- Bir kere söyledim. Nedense gülmekten öldü!

hürriyet