Ertuğrul Erdoğan: 'En büyük problemimiz salon'

Galatasaray Doğa Sigorta Erkek Basketbol Takımı Başantrenörü Ertuğrul Erdoğan, takımın kadro planlaması, Fenerbahçe galibiyeti, EuroCup performansı ve ING Basketbol Süper Ligi'ndeki hedefleri hakkında Demirören Haber Ajansı'na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.

Ertuğrul Erdoğan: 'En büyük problemimiz salon'
Ertuğrul Erdoğan: 'En büyük problemimiz salon'
GİRİŞ 10.11.2019 12:57 GÜNCELLEME 10.11.2019 12:57

Ertuğrul Erdoğan, "Galatasaray basketbolunun en büyük problemi seneye kuracağı kadro değil, ödemeler de değil. En kronik problem salon, bence bir salonun olması lazım. Kulübün en büyük sorunu kendi antrenmanlarını yapacağı, ofislerinin olacağı, altyapının çalışacağı bir salonunun olmaması. Diğer sorun da böyle bütçelerle çalıştığınız bir yerde ciddi bir altyapı organizasyonunun olmaması" dedi.

Geçen seneye göre takımın iskeletini korudukları için avantajlı olduklarını dile getiren Ertuğrul Erdoğan, "Geçen seneye göre takımın iskeletini tuttuğumuz için diğer takımlara oranla bir avantajımız olduğu kesin. EuroCup ve Türkiye liginde zor bir fikstür ile başladığımız da kesin fakat sezonun daha çok başındayız. Geçen seneye göre daha farklı ve bilerek basketbol oynadığımız doğru ama bana göre hala olgun olmayan bir basketbol oynuyoruz. Evet, sezona başlangıç olarak çok iyi başladık ama her zaman söylediğim gibi sezona nasıl başladığınız değil, nasıl bitirdiğiniz önemli. Dolayısıyla bu sene hem EuroCup'ta hem Türkiye liginde gidebileceğimiz noktayı çok merak ediyorum. Bana göre kötü olmayan bir ekleme yaptık, Greg Whittington, Ben Moore, Lazeric Jones ve Yiğit Arslan'ı düşünürsek. Kadroyu geçen seneye göre biraz daha kuvvetlendirdik, tekrar ediyorum zor bir fikstüre rağmen iyi bir başlangıç ama bu zaten oturmuş bir kadronun avantajını da yaşadık" ifadelerini kullandı. 

"UZUN KONUSUNDA DAHA ŞANSLIYDIK, KISA OYUNCULAR İÇİN AYNISINI SÖYLEYEMEYECEĞİM"

Bu sezon öncesi yapılan transfer politikasına yönelik gelen bir soruya yanıt veren Erdoğan, şöyle konuştu: "Yapılan seçimler, takımın kimyasıyla ilgili. Neye ihtiyaç varsa ona göre oyuncu seçmeye çalışıyoruz. Hem scouting hem de yaz dönemi asistan koçlarla yaptığımız çalışmalara bakılırsa, bu işin arkasında ciddi bir ekip çalışması var. Bu işlere zaten sezon bitmeden başlamıştık, şu anda da hala takip ettiğimiz oyuncular var. Eldeki ihtiyaçlara göre şekilleniyor fakat şunu söyleyebilirim ki hemen hemen her pozisyonda 4-5 tane önemli gördüğümüz, takip ettiğimiz, Avrupa'dan ve Avrupa'ya hiç gelmemiş oyuncular var. Uzun oyuncu konusunda daha avantajlı ve şanslı olduğumuz bir yaz geçirdik, kısa oyuncular için aynısını söyleyemeyeceğim."

"ARAPOVIC'İN SAKATLIĞINDAN SONRA TEK OYUNCU BÜTÇESİYLE İKİ OYUNCU ALMAK ZORUNDA KALDIK"

Kısa oyuncu transferinde Lazeric Jones'in tercih edilmesiyle ilgili eleştirilere yanıt veren deneyimli koç, "Şunu çok net bir şekilde ortaya koymamız lazım, ben bunu defalarca anlattım ama anladığım kadarıyla mesaj yerine bir türlü gitmiyor. Biz bütün yaz alabileceğimiz en iyi point guardın peşinde koştuk, birçok isimle anlaşma noktasına geldik ama eylül ayı ortasına gelindiğinde bu isimlerin birçoğu bizi tercih etmek yerine daha üst liglere, daha üst paralara belki de Uzak Doğu'ya gittiler. Dolayısıyla arkasından gelen Arapovic sakatlığı bizi bir oyuncu bütçesine iki oyuncu almaya itti. Olaylara biraz böyle baktığınız zaman olabilecek en optimum işi yapmaya çalışıyoruz, bütçesel anlamda bir bolluğun içinde yaşamıyoruz. Ben takımın ve oyuncuların karakterine daha çok önem veren bir antrenörüm. Bu, belki kısa vadede dönüşü olmayan fakat uzun vadede dönüşü olan bir şey. Dolayısıyla biz var olan takım kimyasını bozmayacak şekilde bir transfer politikası izledik. Çünkü kendi içimizde yaşadığımız sorunlarımıza reaksiyon göstermeyecek, düzeni ve buradaki havayı bozmayacak oyuncular bizim için makbul. Bizim için birinci sırada yetenekten önce bunlar geliyor, kriterler çok farklı. Elbette taraftarlar bizden çok farklı düşünüyor, onlar geçmişteki gibi sahada yıldız oyunculardan kurulu bir kadro görmek istiyor, yıldız terimi de tartışılır. Biz, kendi yıldızımızı kendimiz yaratmak durumundayız, bununla alakalı çalışıyoruz. Point guard seçimimiz yanlış değil, bunun hala arkasında duruyorum. Geçen sene hayatında ilk kez bu pozisyonda oynayan bir oyuncu olan Tai Webster, point guard konumunda çok eleştiriliyordu. Ama bana göre play-off ve öncesindeki iki ayda takımın en iyi oyuncusuydu, belki de ligin en iyi point guardlarından bir tanesi oldu. Bu bir çalışma, emek ve sabır işi. Ekipçe yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalışıyoruz, 7/24 çalışan bir ekibiz. Biz ofise antrenmandan ya da maçtan yarım saat önce gelip, yarım saat sonra giden bir ekip değiliz. Ciddi bir emek, ciddi bir mesai var. Markette ise anlatamayacağımız, izah edemeyeceğimiz dengeler var. Biz bu konuda yapabileceğimizin en maksimumunu yapıyoruz, herkesin gördüğünüz bizim görmememiz gibi bir şeyin olması mümkün değil" dedi.

"WESTERMANN, FENERBAHÇE İLE ANLAŞMASA, BİZ PEREZ İLE İMZALAYACAKTIK"

Sezon öncesinde Banvit'ten (Teksüt Bandırma BK) ayrılan Alex Perez ile anlaşmaya çok yakın olduklarını ancak Leo Westermann'ın Zalgiris'ten ayrılmasının ardından Perez'in Litvanya ekibine gittiğini söyleyen Ertuğrul Erdoğan, "Westermann, Fenerbahçe ile anlaşmasa muhtemelen Alex Perez'le imzalayacaktık ama işte bu öyle bir şey ki Alex Perez de şu an çok zorlanıyor. Sadece ailevi mevzularından dolayı değil, belki EuroLeague'in sertliği, belki Zalgiris takımının çalışma yönteminden dolayı zorlanıyor. Ortada Alex Perez diye bir isim yok şu anda, dolayısıyla bazen seçtiğiniz, herkes tarafından çok iyi denilen oyuncu da verimli olmayabiliyor. Bu iş, iyi çalışma, sabır ve kimya meselesi. Sadece Alex Perez değil, birçok önemli isme gittik. NBA'den de gittiğimiz isimler vardı, kimisi two way contract alıp kaldı, kimisi exhibit denen yeni bir kontrat çıktı, onunla kaldı. Bunların hepsi Avrupa basketbolunun önünde çok büyük bir engel, bunları da insanların bilmesi ve anlaması lazım. En kuvvetli EuroLeague takımlarının transfer yapamadığı bir dönemden geçiyoruz, artık çok yüksek rakamlar vermeden ABD'den bir oyuncu Avrupa'ya getirmek kolay değil. Bütün bunları alt alta koyup, mali dengelere baktığımızda biz, kadro mühendisliği adına iyi işler yaptığımızı düşünüyoruz" açıklamasını yaptı.

"BÜYÜK BİR CAMİANIN İKİNCİLİĞİ KABUL ETMESİ MÜMKÜN DEĞİL"

Takımın bu sezonki hedeflerine ve EuroCup'taki şansına değinen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Şunu hep söylüyorum, eğer büyük bir camiada antrenörlük yapıyorsanız, bu camianın ikinciliği kabul etmesi mümkün değil. Taraftarın gözünde şampiyonluğa oynamayan bir takım destek de görmüyor. Biz de gidebildiğimiz kadar ileri gitmek ve becerebiliyorsak da o ipi göğüslemek istiyoruz. Ancak dünya üzerinde hiçbir antrenör yoktur ki daha senenin başında 'Ben şampiyonluğu garanti ediyorum' veya 'İlk 4'e kalacağız' gibi bir hedef koysun. Bu benim inancım. Hedef bir baskıdır. Hele böyle olgunlaşmamış, genç bir kadroda daha büyük bir baskıdır. Geçen seneki mottomuzdan farklı bir mottomuz yok, maç maç düşünüyoruz. Aslında her takım öyle düşünür. Milano, Baskonia'yı yeniyor ve maçın sonunda Messina'nın verdiği demeç şu; biz maç maç düşünmek zorundayız. Çünkü aklı başında her koçun vereceği cevap budur. Sezonun ne getireceğini tahmin etmek çok kolay bir şey değil. Bunu etkileyen birçok parametre var, sizin sağlıklı bir yapıda kalıp kalamayacağınız, aynı şekilde oyuncularınızın da sağlıklı kalıp kalamayacağı, geçen sene Fenerbahçe'nin başına gelen sakatlık problemi gibi bir sürü aktör var. Stuff olarak geçen seneki en büyük hayal kırıklığımız EuroCup'ta gruptan çıkamamak. Ancak şu anda Trento maçı kaybını bir sürpriz olarak görmüyorum, bizim grup her sonuca açık. Geçtiğimiz yıllarda Galatasaray, EuroCup'a 4-0 başlayıp gruptan çıktı arka arkaya 5-6 maç kazanarak. EuroCup böyle bir kupa, her sonuca açık. Dolayısıyla bizim konsantrasyonumuzu ve ciddiyetimizi sezon boyu ne kadar koruyabildiğimiz önemli. Sezona nasıl başladığınız değil, nasıl bitirdiğiniz önemli. EuroCup bizim önümüzdeki çok ciddi bir hedef, umarım biz de bu hedefe maç maç düşünerek ulaşabiliriz."

"FENERBAHÇE MAÇI BENİM İÇİN ÇOKTAN BİTTİ, BAZI ARKADAŞLAR HALA O MAÇIN ETKİSİNDE"

Fenerbahçe'ye karşı alınan farklı galibiyetin geride kaldığını dile getiren Ertuğrul Erdoğan, derbi öncesi sonucu kestirmenin mümkün olmadığını kaydederek, "Fenerbahçe tarafından da Galatasaray maçını 10-20 sayıyla kazanacağız beklentisi olduğunu zannetmiyorum. Önemli olan onu kazanmak. Geçen sene buna benzer şeyler oldu, biz her iki maçı da iyi oynayıp kazandık. Geçen sene 'Fenerbahçe özellikle maç kaybetti' tarzında çok ipe sapa gelmez şeyler söylendi, bu çocukların emeğine bir saygısızlık olarak görüyorum bunu. Fenerbahçe'nin ne durumda olduğu önemli değil, Fenerbahçe iyi bir takım, oyuncu kalitesi ortada. Yaşadığı sorunlar o maçın özelinde etkileyecek sorunlar değil. Orada iki takım çıktı, oynadı. Bir derbi karşılaşmasıydı ve kazanan taraf Galatasaray oldu, bu da çoktan geçti ve bitti, ben olaya öyle bakıyorum. Galatasaray - Fenerbahçe derbisi elbette çok önemli ama hayat devam ediyor. Maçtan sonra ben oyunculara da söyledim, bizim biraz mütevazı kalmamız, bu galibiyeti normalleştirmemiz ve çabukça unutmamız lazım. Hala bazı arkadaşların o galibiyetin etkisinde olduğunu düşünüyorum, çünkü o maçtan sonraki üç maçı baz alırsak, o maçlarda ikinci devre yaşadığımız sıkıntı büyük. Ortalama 55 bandında sayı yedik, dolayısıyla Fenerbahçe galibiyeti prestij adına bizim için çok önemli. Fakat uzun vadede ligin sıralamasını etkileyecek, bizi Fenerbahçe'nin seviyesine getirecek bir galibiyet değil. Bizim bugün bunu anlamamız, çok akıllı olmamız, ayaklarımızın yere sağlam basması lazım. Galatasaray büyük bir camia, Fenerbahçe de öyle. Bunlar her sonuca açık maçlar, Beşiktaş büyük bir camia, Beşiktaş derbisini de kazandığımız için mutluyum. Kayıp da edebilirdik, 3'üncü periyot o yöne doğru gitti maç. Derbinin sonucunu tahmin etmek önemli değil, derbilerden ne elde edeceğinizi bilmeniz önemli. Bu derbiler özgüven getiriyor, bizim takıma bir özgüven geldi ama bunu doğru kullanmak lazım. Bu özgüvenin yaptığınız işe ve rakibe saygıyı azaltacak bir noktada olmaması lazım. Dolayısıyla Fenerbahçe maçı benim için çoktan bitti, lige ve EuroCup'a çoktan dönmüş vaziyetteyim ve oyuncularımızı da bir an önce buraya döndürmemiz lazım" diye konuştu.

"ŞU AN GÜNDEMİMİZDE TRANSFER YOK"

Ertuğrul Erdoğan, "Transfer yapmayı düşünüyor musunuz" sorusuna, "Ben çok oyuncu değiştiren bir antrenör değilim. Çalıştığım takımlara bakılırsa ben, seçtiği oyuncuları sonuna kadar inceleyen bir antrenörüm. Ekibimden de bunu talep ediyorum, her tür bilgiyi toplamaya çalışıyoruz. Bazen bize oyuncular hakkında çok enteresan şeyler söyleniyor, bunları biliyoruz. Biz o oyuncu hakkında dünyanın dört bir tarafından bilgi alıyoruz. Kadro mühendisliği, sezonun en başında yapılması gerekilen bir iş, sene ortasında yapılan pansumanların çok yarar getirdiğini düşünmüyorum. Çok özel durumlar haricinde sezon ortası yapılan transferler genelde takımın dengesini bozar. O yüzden şu an bizim gündemimizde ne bir transfer, ne bir oyuncu değişikliği, ne böyle bir bütçemiz var, ne de işlerin bu kadar iyi gittiği bir yere çomak sokma niyetimiz var. İşler kötü gider de sakatlık olur veya işlemeyen bir parça olur, oturur bunun analizini yaparız ama şu anda sezona iyi başlamış bir takımın ilk maçtan itibaren oyuncu araması veya bunun konuşulması bana biraz abest-i iştigal geliyor" yanıtını verdi.

"GÜNÜ GELDİĞİNDE HARRISON YÜKSEK RAKAMLARA ÇIKARSA, BURADAN GİDECEK VE YERİNE BİRİNİ BULACAĞIZ"

Galatasaray'ın iyi bir iskelet yakaladığı ve bu iskeletin korunup korunamayacağı ile ilgili gelen bir soruya yanıt veren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Bunun cevabını ben veremem, ben şu an bana ne veriliyorsa, elimdeki imkanlarla en iyisi yapmaya çalışıyorum. Ödeme problemi sadece bizim değil bugün Olympiakos ve Panathinakios'un da problemi, yeri geliyor Baskonia'nın da, Fenerbahçe'nin de, Beşiktaş'ın da problemi haline geliyor. Bu Galatasaray'ın özelinde bir durum değil, bu ciddi bir ekonomik problem ve sadece bu ülkenin değil Avrupa'nın da içinde bulunduğu bir problem. Avrupa'da bazı ülkeler, bazı ligler bunu çok güzel çözmüş durumda, içinde bulunduğunuz bütçeyi iyi değerlendirmeniz lazım. Dolayısıyla Aaron Harrison'ı elbette tutmak isterim ama Aaron Galatasaray'ın tek oyuncusu değil. Önümüzdeki yıl yaptığımız işlerle şampiyonluğa oynar hale gelmemiz lazım, Galatasaray basketbolunun en büyük problemi seneye kuracağı kadro değil, ödemeler de değil. En kronik problem salon, bence bir salonun olması lazım. Bir diğeri altyapı, çok sağlıklı bir altyapısının olması, kendi altyapısından yukarı oyuncu çıkarabilmesi lazım.  Altyapının global hale gelmesi lazım, yurt içi ve yurt dışı bir sürü oyuncunun buraya gelebilmesi lazım. Bunun kurumsal ve yapısal reformlarla bir şekilde organize edilmesi, bütün şubenin bir arada çalışacağı ortamda olması lazım. Bugün bizim şubemizin konuşması gerektiği taraflar bunlar, günü kurtarabiliriz ama geleceği inşa etmek istiyorsak spor salonumuzu bitirmemiz lazım, takımların bir arada çalışacağı, a takımların beraber olacağı, altyapıların beraber izleneceği bir halde, bir ofis olacak şekilde bu şubenin birlikte olması lazım. Ben çok popülist bir adam değilim, günü kurtarabiliriz, çok önemli değil. Antrenörlük mesleği böyle bir şey zaten, biz günü yaşıyoruz. Fakat ben geldiğim günden beri belki de benim görmeyeceğim projelerle alakalı yönetime taleplerde bulunuyorum. Bence bunları konuşmamız lazım, Galatasaray basketbolunun çok daha ciddi ve çok daha büyük hedefler koyabilmesi için farklı bir planlamayla hareket etmesi lazım. İşin günlük, popüler tarafında Aaron Harrison'un kalması, bütçenin yukarı çekilmesi önemli ama neye göre bütçeyi yukarı çekeceğiz? Geliri olmayan bir basketbol branşının bütçeyi yukarı çekmesi kolay bir şey değil. O yüzden biz rasyonel düşünmek, akıllı olmak zorundayız. Eğer Aaron Harrison da günü geldiğinde çok yüksek rakamlara çıkacaksa ve biz bu rakamların altından kalkamayacak bir noktadaysak o zaman Aaron Harrison buradan gidecek ve biz yerine birini bulacağız, bu dünyanın sonu değil. Ben de koç olarak kadronun tamamını elimde tutmak ve eksik gördüğüm yerleri tamamlamak isterim. Kulübün en büyük sorunu kendi antrenmanlarını yapacağı, ofislerinin olacağı, altyapının çalışacağı bir salonunun olmaması. Diğer sorun da böyle bütçelerle çalıştığınız bir yerde ciddi bir altyapı organizasyonunun olmaması."

"BU ÇOCUKLARA KREDİYİ VERMEK LAZIM"

Galatasaray Doğa Sigorta Erkek Basketbol Takımı'nın daha fazla ilgiyi hak ettiğini söyleyen Ertuğrul Erdoğan, "Bence hak ediyorlar. Bu çocuklara krediyi vermek lazım. Bu çocuklar için iyi oynuyor veya kötü oynuyor yorumu yapılabilir ama hiçbir zaman mücadele etmekten vazgeçmiyorlar. Olgunlaşmamış bir basketbol oynuyoruz ve olgunlaşmamış bir kafa yapımız, olgunlaşmamış bir profesyonelliğimiz var. Dediğiniz gibi son Trento maçı sürpriz bir bakıma, bu da çok önemli bizim için. Geçtiğimiz sezon kaybetsek sürpriz olmayacak maçlar bizim için artık sürpriz haline geldi. Beklentiyi artırıyoruz, ben bundan çok memnunum. Beklentinin artması lazım zaten, beklenti artarken de bizim o olgunluğu oyuncuların kafasında sağlamamız lazım. Bizim bir kaleye ihtiyacımız var, bu kale salon. Taraftarın gelip oraya ait hissettiği, bir aidiyet duygusu yaratacak, altyapıdan çıkan oyuncunun oraya gelip ait hissettiği, çalışan insanların ait hissettiği bir alan olması lazım. Bizim bu aidiyeti bir an önce yaratmamız lazım, tabii ki kolay bir şey değil. Günün ekonomik şartlarında da 15 bin kişilik bir salon ve yanına da antrenman tesisini eklemek çok mümkün gözükmüyor şu anda" diyerek sözlerini noktaladı.

KAYNAK: DHA