Galatasaray, kupada daha az kart gördüğü için Kadıköy'de Fenerbahçe'nin rakibi olmuştu. Kupadaki bu kötü grafik, ezeli rakibini mağlup ederek iyiye dönüştü.

Okan Buruk, Kadıköy'deki  üstünlüğünü sürdürdü. Son 3 sezonda zorlu deplasmanda mağlup olmayan başarılı teknik adam, üstelik rakibini kupayla birlikte 3 kez yenerek müthiş bir istatistik elde etti.

OYUN PLANI İLK YARIDA KUSURSUZ ÇALIŞTI!

Galatasaray, ligde ilk mağlubiyetini Beşiktaş'a karşı alınca, kısa sürede toparlanması gerçekten zor olarak tanımlanıyordu. Kadrodaki değişiklikler ile birlikte oyun planı ilk yarı kusursuz çalıştı. Okan Buruk ve ekibi, Fenerbahçe maçına gerçekten çok iyi hazırlanmış. Savunmayı ön alanda başlatan sarı kırmızılılar, rakibine oyun kurdurmadı. Ayrıca Barış'ı da uzun toplarla müthiş besleyen Galatasaray, Torreira-Lemina-Sara orta sahası ile hem pas yaptı hem de savunmada ayakta kaldı. Osimhen'in oynayıp oynamayacağının belirsiz olduğu bir ortamda maça damga vurması gerçekten takdir edilesi. Attığı goller dışında da galibiyeti yürekten istemesi muazzam. Takım arkadaşlarını da ateşledi. Sanchez ve Abdülkerim de savunmada kendi kalitelerini gösterirken, Kaan'ın oyun kurulumunda sağ bekten verdiği katkı ve tecrübe galibiyette önemli rol oynadı.
Galatasaray'ın bu galibiyeti, 11 Nisan'daki Samsunspor maçına ve mutlaka ligin geri kalanına da olumlu yansıyacaktır. Samsun'dan 3 puan ile dönülürse, ligin boyu da kısaldığı için şampiyonluk ihtimali çok yükselir.

Fenerbahçe ise bu mağlubiyetin ardından Trabzonspor maçında ciddi bir psikolojik sınav verecek. Fatih Tekke ile birlikte toparlanan Trabzonspor karşısında ligin en kritik maçlarından birine çıkılacak.

Uzun süredir iyi futbol oynayan Fenerbahçe'nin derbide durmasının sebepleri iyice düşünülmeli. Mourinho'nun, Okan Buruk karşısında özellikle ilk 45 dakika içinde çare bulamaması kabul edilebilir değil.

Sarı lacivertlilerin hızlı oyun ve rakibe yakın savunma konusunda ciddi zaafları bulunuyor. Baskı yediğinde ise topla çıkışlarda yaşanan problemler eklenince sistem arıza veriyor. Bu, birçok Avrupa maçında açıkça görüldü. İkili mücadelelerde rakiplerinden geride kalan sarı lacivertli oyuncular, hızlı oynama hususunda da büyük maçların çoğunda sorun yaşadı.

BÜYÜK BİR HAYAL KIRIKLIĞI BIRAKTI!

Mourinho'nun maç sonunda Okan Buruk'a yaptığı harekete gelince;

Portekizli teknik direktör, sezon daha başlamadan önce cümlelerinin öznesine Galatasaray'ı koyup akıl oyunlarına başladı, daha sonra hakemlerden devam etti, Okan Buruk'a göndermeler yaptı, birçok maçta kartla cezalandırıldı (Avrupa dahil) ve yetmedi basın toplantısında Okan Buruk'a hakaret etti, bunlar yetmezmiş gibi de artık fiziksel temasa varacak kadar kontrolü kaybetti. Futbola asla yakışmayan, Mourinho'nun başarılı kariyerinde koca bir hayal kırıklığı olarak tanımlanacak bir geceyi daha da kötü hale getirdi. Açıkçası, efsane teknik direktör ülkemize geldiğinde bir spor yorumcusu olarak çok heyecan duymuştum. Ancak haftalar geçtikçe Mourinho'nun davranış biçimleri, heyecanın yerini önce sakinlik, sonra bir miktar başarı olasılığına karşı şüphe ve bu maçtan sonra ise büyük bir hayal kırıklığına  bıraktı.

Fenerbahçe'den hiçbir yetkilinin maç sonrası açıklama yapmamasını da iletişim açısından doğru bulmuyorum. Futbolda kazanmak da var, kaybetmek de. Her skor, milyonlara hitap eden camialarda olgunlukla karşılanıp, ideal şekilde iletişim yöntemleri kullanılmalı. Başarıya giden yolda, mağlubiyetlerden ders çıkarıp iyiye doğru ilerlemek, futbolda olmazsa olmaz. Fenerbahçe için de elbette sezon devam ediyor ve ligdeki şampiyonluk yarışı kıyasıya sürecektir.

Evren Göz - Haber7