İktidar partisi ve belediyeleri zırt dese, pırt denen bir havadayız. Çığırından çıkan bir eylemlilik… Hürriyet yazarı, Yonca Tokbaş “eylemcinin dibiyiz (?)” diye geçen hafta kısa bir yazı yazdı.

“Narnia Günlükleri” 1949-1956 yılları arasında C.S Levis tarafından yazılmış fantastik bir romandır. Çocuk kitapları arasında geçer ama zihniyet açısından oldukça yetişkindir. Tıpkı “yüzüklerin efendisi” gibi… Filmleri de çekildi.

... Nicedir, çook niccee zamandır, siz deyin 3 asır ben diyeyim 10 asır; kendini aşamamış bir İslam coğrafyası var.

“Simon Cowell haremini topladı tatile çıktı.” Bu haber geçen hafta ballandırılarak Hürriyet gazetesinde çıktı. Üstelik Simon Cowell, bu tatile hamile sevgilisini geride bırakarak çıktı.

Diktatörlüklerle yönetilmiş Ortadoğu halkları, hep kaybeden oldu. Onların kanı aktı, evleri yıkıldı, evlatları öldürüldü ve babaları hapsedildi.

Hayat enerjimiz kaçtı; insanlığa dair umutlarımızı her gün yeşertmek için uğraşsak da…

Devlet aygıtı daima üreme ile yakından ilgilenmiş ve onu kontrolü altına almak istemiştir. Bu durum tüm ulus devletler için geçerlidir.

Aslında 1400 yıl önceki adam… İşte o adam, bizlere ilahi vahiyle dünyanın en evrensel değerlerini getirmiştir.

Hani şaşkınlık içindeyim! Ooo ben ne söyleyom siz ne anleyo? Evet, yorumcuma kafa atıyorum. Yok yok kızmıyorum. Mutlaka yazımın sonunda karar vereceğim; az sabredin.

Mısırda darbe oldu, dünya buna darbe diyemedi. Bunları geçiyorum. İslam ülkelerinde ciddi bir yönetim ve şiddet sorunu var.

Sosyal medya üzerinden küfürlere ve özellikle çirkin bir küfre maruz kalan biri olarak üç gün önce Anadolu Nöbetçi Cumhuriyet Başsavcılığına, utanmaz üstelik sanatçı ve ressam olan bir şahsa suç duyurusunda bulundum.

Tabi 15 gündür Gezi'den neler neler çıktı hep beraber gördük ve şok olduk!

İlk iki günü hariç Gezi, hem bir provokasyon hem de bir komplodur bence. Gezinin ilk iki günü çevre duyarlılığı olarak karşımıza birkaç kişiyle göründükten sonra; polis müdahalesini bekleyen pek çok illegal, faşist terör örgütlerini içine vakumlamıştır.

Hobi olarak siyaset düşüncesi ve tarihi okumuş; okuyan biri olarak siyasal tarihin ve hatta tarihin erk olduğunu ve erklikle devam ettiğini söylememe bile gerek yok sanırım.

Geziye çıkan bizim kesimdeki arkadaşların muhalefetini maalesef çok ciddiye alamıyorum zira gerçekçi bulmuyorum. Neden diye soracak olursanız anlatmaya çalışayım.

Gezi midemi bulandırdıkça bulandırıyor. Beni uyandıran, günlerdir edilen kin dolu bu aşağılık küfürlerdir!

Gezi parkı inanılmaz derecede hepimizi tahrik etti etmeye de devam ediyor. Sosyal medyada Başbakana inanılmaz küfürler ediliyor.

Türkiye'de son birkaç yıldır artan bir şekilde “yaşam biçimime dokunma” endişesi var. Bu, “gezi parkı” olaylarıyla birlikte görünürlük ve isyan olarak ortaya çıktı.