Adamın elinde kalem var; yazıyor… Adamın ekranı var; konuşuyor… Ekranın altından bandaj geçiyor; “ARAKAN” yaz 5500’a gönder” … diye.

Türk tarihi adı var kendi yok kahramanlar üretmiştir. Kara Murat, Kara Davut, Malkaçoğlu, Battal Gazi, Ulubatlı Hasan… Say sayabildiğin kadar.

Özkök Paşa mahkemede ifade verdi dün, “Arkadaşlarımızla devlet meselelerini görüşür, beyin fırtınası yaparız. Hükümete muhtıra verelim sözünü gayrı resmi olarak dillendirdiler” dedi.

Haberi görünce dayanamadım. İçimde saklı bir gururla karışık mahcubiyet yaşadım… Gururumun nedeni açık…

Her Ramazan ayında yeni içtihatlar duymaya alıştık. Dinmi gelişiyor, yeni emirler mi geliyor, yoksa din anlayışımız mı? Onuda tam öğrenemiyoruz.

Büyük isimlere özentimiz vardır... Ne olacaksın? dediğin her çocuk "büyük adam" olacağım, der... O yüzden bizim atalar; "oku da adam ol, baban gibi eşek olma" sözünü boşuna söylememiştir.

Ülkenin Başbakan’ı Sertap Erener adlı sanatçıyı gecenin bir buçuğunda arayıp, “eşimle beraberiz, yeni çıkarttığınız albümü dinledik, büyük keyif aldık” diye telefon açmış.

Ajanslardan haber düştüğünde biz Ramazan hazırlığı yapıyorduk. Mutfağımızda eksik neler vardı?

"Anlat pakanum" adlı bir kitaba başladım. Ancak bu sefer ne diplomasi, ne tarih ne araştırma...Bir delinin hatıraları yahut bir aklı evvelin uydurmaları da değil. Bizatihi hayatın içinden sahnelerden ibaret.

Bu araştırma görünümlü çalışma, sadece Türk hükümetini değil, Kıbrıs’ta yaşayan Türk ve Rumları da yakınlaştırma ve kendi iradelerine “tahakküm ettiklerini” düşündükleri Yunanistan ve Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesine son verdirmeyi amaçlıyor.

Evet, bir açıklaması var, ama ortada yine bir Bektaşi hikayesi sezmiyor musunuz. Şevval’in tüm açıklaması ortada yok. Sadece servis edilen bir bölüm var ve bu bölüm üzerinden de bir toplumsal linç…

Kentlerimizin tarihi yeniden ayağa kaldırma girişimlerine her zaman destek veriyorum. Bu kez davet Tokat’a bağlı Niksar’dan gelince “hayır, gelemeyiz” demenin imkanı var mı?

Orman ve hazine arazilerinin kullanıcısına satışına ilişkin kanun ülkemizde en çok tartışmaya neden olan kanunlardan birisidir.

'Umut Kuşu' şiirinin şairi Sivas Cumhuriyet Üniversitesine rektör adayı...

Sivas için enerji dolu Alim Yıldız, şimdide Sivas Cumhuriyet Üniversitesine rektör adayı. Demek ki şairler, artık yalnızca şiir yazmıyor, şiirlerine yükledikleri umutları, şimdi bir kentin kaderine etki ederek göstermek istiyor.

Dün bir yıldız kaydı gökyüzünden, alıp götürdü onu bizden. Rahmeti rahman'a vuslatı son buldu şairin.

"İstanbul'da, İzmir'de, Antalya'da ne varsa Diyarbakır'da o olacak"

Son yıllarda ülkemizdeki siyasi atmosferin renginden olacak, Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal, Necip Fazıl Kısakürek ve milli, mukaddesat değerlere önem veren, genç Cumhuriyet’in yöneldiği siyasi akımın “İslami ve milli” değerlerden uzak durmamasını, duramayacağını benimseyen ahlak ve ideal insanlarının söylem ve inançları her merkezde konuşulmaya, hak verilmeye, değer bulmaya başladı.