TFF Başkan adayı Atalay'ın çılgın projeleri

Federasyon başkanlığına aday olan Mehmet Atalay, Başbakan Erdoğan'dan yabancı sınırına, Milli Takım'dan Süper Lig'e kadar birçok konuda görüşlerini açıkladı.

TFF Başkan adayı Atalay'ın çılgın projeleri
TFF Başkan adayı Atalay'ın çılgın projeleri
GİRİŞ 09.06.2011 13:24 GÜNCELLEME 09.06.2011 13:24

Federasyon başkanlığına aday olan Mehmet Atalay, delegelerin telkiniyle göreve soyunduğunu belirtirken, Başbakan Erdoğan'ın genel kurul delegelerinin tercihine karışmayacağını söylüyor

Türkiye Futbol Federasyonu 29 Haziran’da yeni başkanını seçecek. Mevcut başkan Mahmut Özgener’in aday olmayacağı belirtiliyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Göksel Gümüşdağ ile eski TFF Başkanı Haluk Ulusoy’un adı başkanlık için geçerken şu ana kadar koltuğa aday olduğunu gösteren ilk kişi Basın İlan Kurumu Başkanı Mehmet Atalay. Eski GSGM Başkanı Atalay, yıllardır istediği bu koltuğa oturmak için Basın İlan Kurumu’nu bile spor dünyasıyla iç içe bir kurum haline getirdi. Futbolda adalet sorunu olduğunu belirten Atalay, “Gerekirse koltuğu bırakacaksın ama adaleti bırakmayacaksın” diyor. Atalay’ın en önemli hedefi Türkiye’nin Dünya Kupası’na evsahipliği yapmasını sağlamak. Siyasi otoritenin federasyona destek vermesi gerektiğini söyleyen Atalay, buna karşın futbolda başbakanın değil delegelerin teknik direktörleri olacağını söylüyor.

Atalay, ne tür bir sıkıntı gördü ki federasyon başkanlığa talip oldu?

Ben davet edildiğim için göreve talibim. Yoksa talip olmadım. Delegelerden gelen telkinler oldu.

"ARKADAN VURMA"

Başkalarını da teşvik edebilirler...

Mümkündür. Saygı duyacaksınız. Delegeler kimi istiyorlarsa seçsin. Artık bir şeyler değişmeli. Başarı çizgimizde zikzak biraz fazla.

Şampiyon olan veya olmayan herkes nasıl ‘Bu lig adil’ diyecek?

Dememeleri için sebep yok. İnsanın olduğu yerde hata olur, önemli olan çifte standardın olmaması. Herkes o niyetle geliyor ama.. Federasyonun inandığını çalan hakemin arkasında durması gerekiyor.

Kulüp oylarıyla geliyorsunuz ve arkayı gözetiyorsunuz...


Hepsinin oyu var. Bazısının medyası ve lobisi daha güçlü.

Doğrudan gazetesi olan da var...

Kim olursa olsun, siz adaleti herkese eşit uygulamak zorundasınız. İnsanlar baktıklarında “Ne olursa olsun bu bizi satmaz, arkamızdan vurmaz, hançerlemez. Sesi gür çıkanlarla değil, hepimizle eşit oranda ilgileniyor” diyebilmeli. Federasyon başkanı ne olursa olsun çifte standardın önüne geçmeli. Baskıya boyun eğmeden otoritesini zaafa uğratmamalı. Canı yanacak takımlar da olacak. Ama önemli olan hep aynı takımın canının yanmaması. Buna rağmen bir kulüp istediğini alamadığında kıyameti kopartıp Şiddet Yasası’nı ihlal ediyorsa siz de her türlü riski göze alıp cezayı vereceksiniz. Bütün bunlar için büyük bir felsefi operasyon şart.

Kapalı kapılar arkasında gelecek taleplere siyasi otoriteden güç alarak mı karşı koyacaksınız?

Tevfik Fikret’in bir beyti var: İnsanlığı ihyâ için îsâr edeceksin; Hak bellediğin bir yola yalnız gideceksin! Ha tabii bu yalnız kal anlamına gelmiyor. Takım oyunu oynamak lazım. Bu çok köklü bir operasyon. Türkiye’de futbolu sıhhatli bir yapıya kavuşturacak büyük bir operasyon. Bunun için görevden alınmayı, delegelerin toplanıp sizi devirmesini göze alabilmelisiniz, artı makamınızı ortaya koyabilmelisiniz. Koltuğunuzu yıkacaksınız ama adaleti yıkmayacaksınız. Kaldı ki böyle bir durumda hangi federasyon başkanı olursa olsun Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın, Spor Bakanı’nın destek olması lazım. Her dönemde hükümetlerin bu desteği verdiğine inanıyorum. Çünkü spordaki en ufak bir olay onların da, muhalefetin de moralini bozuyor.

YABANCIYA SINIR

10 yabancı konusundaki düşünceniz nedir?

İngiltere gibi kriterler koyarız. Yaş, millilik sayısı gibi... Böylece çok kaliteli sporcular gelir. Sınırlı mı sınırsız mı, bunlar konuşulur. Ama kendi gençlerimiz de hayat hakkı bulmalı. Şu an ben yabancı sayısını çok görüyorum. İyi kullanılmıyor.

Başkan olursanız kucağınızda bir milli takım hocası sorunu bulacaksınız? Hoca adayınız da
Ertuğrul Sağlam galiba...

Elbette yabancı hocaların bir katkısı oldu. Derwall ve Piontek güzel işler yaptı...

Bu hocalar yerlerinde iki yerli bıraktı ama Denizli ve Terim kimseyi yetiştirmedi...

Yerli hocaların alternatiflerini mutlaka yetiştirmeleri, makam kıskançlığı yapmamaları lazım. Ama Hiddink sıradan biri değil. Bir soğukluğa meydan vermeyiz.

Gitmesi için kolaylık sağlar mısınız?

Ben yeterince yetişmiş yerli hocalarımız olduğunu düşünüyorum.

"VURALA'A BAKARIZ"

Yılmaz Vural’ı getirir misiniz?
O gün oturulur, yönetim kuruluyla görüşülür. Yılmaz Hoca gittiği her takımda başarılı oldu. Ertuğrul Sağlam çok güzel bir isim

Ağırlıkta olan Sağlam yani...

Ağırlıkta demiyorum...

Hocanın kulüp takımı da çalıştırmasını destekliyor musunuz?

Bu fikre sıcak bakmıyorum. Yıpratıcı olur. Daha önce denendi, hocaya da kulübe de zararı oldu. Milli takım hocası paslanmaz. Türkiye’nin her yerini gezmeli kulüpleri dolaşmalı.

Başbakan’dan adaylık için bir destek aldınız mı?
Süreç devam ediyor.

“Başbakan teknik direktörümüz” dediniz..

Ben bunu futbol için asla söylemedim. Onu bürokrasideki görevlerimiz için söyledim. Başbakan delegenin teknik direktörü değil. Ona genel kurul karar verir. Başbakanımız, futboldaki delegeler sizi istiyorsa buna karışmaz..

Başbakan’dan işaret alamazsanız, yine de aday olur musunuz?

Kararnameyle atandığınız bir yerden başka bir yere giderseniz mutlaka nezaketen de olsa sormanız gerekir. Ama herkes için bu geçerli değil, istediği gibi gider aday olur. Başbakanımız karışmaz….

Gümüşdağ aday olursa bir tarafın çekilmesi söz konusu olur mu? Hak eden kazansın
Takım tutuyor mus.unuz?

Üst düzey spor yöneticileri objektif olmalı ve Kırmızı-Beyaz renklerin altında yer almalı.

2026 DÜNYA KUPASINI TÜRKİYE'YE ALDIRACAĞIZ

Başkan olursanız sizin ‘çılgın’ projeniz ne olacak?

Spor Kulüpleri Yasası çıkmadan tartışmaları bitiremezsiniz. Kulüpler artık dernek statüsünden çıkartılabilmeli.

Bu bir risk değil mi? Kulüpler batabilir... 

Dernekler statüsünde de kulüpler iflas ediyor veya el değiştirebiliyor. Spor Kulüpleri Yasası, mali disiplin, eğitimli personel çalıştırma, başkanlara borçlanma sınırı getiriyor. 2012’de başlayacak UEFA kriterleri zaten bunları getiriyor... Birbirini tamamlıyor ama UEFA biraz daha zamana yayılıyor. Biz daha çabuk geçmek istiyoruz.

Diğer projeleriniz nedir?

Köy köy, mahalle mahalle ligler planlıyoruz. Gençleri ortalama 30 maç oynayacakları ortamlara kavuşturmak istiyoruz. 5 milyon lisanslı futbolcu hedefliyoruz. Bu milli takımlara da daha çok tercih şansı verecek. Okul Spor Kulüpleri’nin etkin olabilmesi için beden eğitim dersleri en az dörde çıkmalı. Spor kültürü, fair-play, şampiyon sporcuların öğretileceği bir ders de koyulmasını sağlayacağız. Gelelim diğer büyük projeye: Türkiye, bir Avrupa Futbol Şampiyonası ve Dünya Kupası organize etmeli. Biz bugüne kadar Formula 1, Şampiyonlar Ligi, Dünya Basketbol Şampiyonası, Universiad gibi birçok büyük organizasyon aldık ve yaptık. ‘Euro 2020’ye aday olmamız ve mutlaka Türkiye’ye getirmemiz lazım. 2026 Dünya Kupası’nı da ülkemize kazandırmamız lazım.

Euro 2016’yı niye kaybettik?

Çok iyi bir takım çalışması olmadığını düşünüyorum. Dünyada itibarı olan pek çok adamdan istifade etmediğimizi düşünüyorum. Fransa Zidane’ı getiriyorsa, siz de Hakan Şükür’ü götürebilmelisiniz. Şenol Güneş’i, Fatih Terim ve Mustafa Denizli’yi dünya vitrinine çıkartabilmelisiniz. Platini’nin Fransızlara ekstra avantaj kattığını kabul ediyorum ama tersi de bir avantajdı. Platini’nin bencilliğini öne çıkartmasına tepkili olan ve Fransa’ya mesafeli davrananların oyunu alabilirdiniz. Belki de 7-6 kaybetmeyip 7-6 kazanabilirdiniz. Biz Dünya Basketbol Şampiyonası’nı da Fransızlara karşı 10-9 kazandık. Belki o zaman dünya basketbolunun başında bir Fransız yoktu ama yine de Fransa güçlüydü.

BURSASPORA'A VERİLEN CEZAYI AĞIR BULDUM


Bursa’ya verilen cezayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok net söyleyeyim. Bursa’ya verilen cezayı çok haksız buluyorum. Vali ve Bursaspor yönetimi, “Bu iş yasaklarla olmaz” deyip Beşiktaş seyircisini davet etti. Kulübün olaylarda bir kusuru yok.

Taraftar da kulübün bir parçası değil mi?


Taraftarı da olsa, kontrol edilemez bir kalabalıktan ötürü kulübün ne suçu olabilir? Yasaya göre stat ve çevresi de kulübün sorumluluğunda… Peki diyelim bölücü, yıkıcı bir örgüt gelip stadın içine sızdı ve eylem yaptı. Araştırılıyor ki kulüp bütün tedbirleri almış ama gücünün yetmediği bir olay oluyor.

Bu çok kullanılan bir argüman...


MİT’ten, Jandarma İstihbarat’tan ve Emniyet’ten bir ekip yapıp sürekli sporla ilgili hareketleri kontrol edeceksin. Bir yanlış varsa anında bildirilecek. Ha, perde arkasında Bursa kulübü vardıysa verilen ceza azdır bile. 

BASININ İÇİNDEN GELİYOR


1965’te Trabzon’da doğan Mehmet Atalay, İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra gazeteciliğe başladı. 2003’te ise Başbakan Başmüşavirliği’nden sonra GSGM Müdürü olan Atalay, 2009’dan bu yana Basın İlan Kurumu’nun başında.

RADİKAL