Hıncal Uluç Galatasaraylıları kızdıracak!

Hıncal Uluç bir gazeteye verdiği ropörtajda Mancini'ye açtı ağzını yumdu gözünü!

Hıncal Uluç Galatasaraylıları kızdıracak!
Hıncal Uluç Galatasaraylıları kızdıracak!
GİRİŞ 27.11.2013 10:11 GÜNCELLEME 27.11.2013 10:11

-Fenerbahçe ilk 15 dakika, 'Ben Türkiye ligindeki bütün takımlardan iki gömlek üstünüm' diyecek futbol oynadı. Bu sene seyrettiğim en keyifli futbollardan biriydi.

Ders gibiydi. Arka arkaya pozisyonlar, arka arkaya kaçan goller...

Ondan sonra sanki sihirli bir el dokundu takıma...

'Yeter' dedi ve fark olacak maç neredeyse kaçacaktı!

Diarra'nın pozisyonu, akla hayale gelmeyecek bir pozisyondu. Tita arkada topu boş kaleye atmak için beklerken, ayak koyup kornere atan Fenerbahçe stoperi pozisyonundaki adam Diarra!.. Aynen, birebir pozisyon bu... Topu kesti. Antalya forması giydiği için korner de olmadı; aut oldu ve o aut, gitti gol oldu.
Hakikaten çözmek zor. Fenerbahçe'nin çok iyi kadrosu var. Galatasaray nasıl aptalca bir kadro yaptıysa, Fenerbahçe o kadar akıllı bir kadro yapmış. Antalya karşısında oynayan takımdan, kimi tribüne çıkartırsan çıkart; sahaya çıkan takıma bakınca 'Fenerbahçe eksik' diyemezsin.

EKSİKLİĞİ HİSSEDİLDİ Mİ?

Mehmet Topal, bu senenin en iyi ön liberosu...

Antalya'da tribünde oturuyordu; Fenerbahçe'de eksikliği hissedildi mi? Meireles, bu senenin en iyi orta saha oyuncularından...

Tribünde oturuyordu; eksikliği hissedildi mi? Tribünde oturanları söylüyorum; kenarda oturanlara söylemiyorum. Kimi sayarsan say, yerine bir adam var. Volkan'ın yerine oynayacak Mert dahil...

Galatasaray'da oynayanların yarısı, zaten orada mecburen oynuyor. Oranın esas adamı değil, hepsi yaratılmış adamlar...

Riera'sından, Eboue'sinden, Dany'sinden... Bir de bunlardan biri eksik oldu mu; yeri boş kalıyor.
Mesela; Sneijder sakat, yerine Emre Çolak oynuyor! Dengeye bakar mısın? Gerçi Emre Çolak, Sneijder'den daha faydalı oluyor; canla başla oynuyor.

Hakikaten anlayamadım. Fenerbahçe ne oldu da durdu! Antalya kötü ayrıca...

O Fenerbahçe durduktan sonra, iyi bir Antalya, maçı kazanırdı. Durmuş Fenerbahçe'ye karşı hiçbir şey yapamadılar. Diarra'nın pozisyonu hariç...

Alper çıkana kadar gayet başarılıydı. Çıkması eleştiriliyor ama öteki taraftan yerine giren Emenike de golü yaratan yaratan isimdi. Siz Yanal'ın yaptığı değişikliği yerinde buluyor musunuz?

-Galatasaray sahada 'Drogba-Burak-Umut' diye oynadığı zaman kıyamet kopuyor Türkiye'de... Ama Fenerbahçe 'Emenike, Sow ve Webo' diye oynayınca kopmuyor! Fener yaparsa 'doğru', Galatasaray yaparsa 'yanlış' Türkiye'de!.. Maalesef eleştirmenlerimiz dahi taraf oldukları için herhangi bir şey doğru dürüst tartışılamıyor.

BAĞIRIP ÇAĞIRIYORLAR
Bence Alper Potuk'un çıkması yanlıştı... Aslında Alper Potuk'u çıkaracak olan hakemdi. Sarı kartları çıkarabilseydi!.. Halis Özkahya'nın çıkardığı kartları düşünüyorum, bir de Çağatay Şahan'ın çıkarmadığı kartları düşünüyorum; inanılır gibi değil! Baroni adamı itti sarı karttan sonra...

Üstüne doğru yürüdü. Ama devamını tam da göremedik.

-Yayıncı kuruluş onları göstermiyor. Galatasaray maçı olsaydı! Şimdi Türkiye'de iki hakem türü var: 1- Türkiye hakemleri... 2- Fenerbahçe hakemleri... Fenerbahçe'nin maçını yönetiyorsa; o adam gidiyor, başka adam geliyor yerine! İsmi aynı da karakteri farklı!.. Gelişmekte olan akını kesmek; sarı kart... Kaç tane gelişmekte olan akını kesti Alper! Uyarmadı bile!.. Hakemler hakikaten garip ama Fenerbahçe maçlarının hakemleri, tam bir yüz karası!.. O yüzden Fenerbahçeli çocuklara da fazla kızamıyorum. Adamlar alışmışlar. 'Bu bize kart çıkaramaz; hele kırmızı hiç çıkaramaz' deyip, bildikleri gibi itiyorlar, kakıyorlar, bağırıp çağırıyorlar. Her şeyi yapıyorlar!

ÇAKAR' A KATILMIYORUM
Fenerbahçe'nin aldığı başarılı sonuçların ardından, Yanal'ın sözleşmesi de sıkça konuşulmaya başlandı. Şu aşamada sözleşmesinin uzatılmasını doğru buluyor musunuz?

-'Fenerbahçe ile ilgili herhangi bir karar almadan evvel, Yargıtay'ın kararının beklenmesi lazım' diye düşünüyorum. Yılbaşına kadar açıklanır ve mahkumiyet kararı çıkarsa; yılbaşından sonra Aziz Yıldırım, başkanlık yapamayacak duruma düşerse; Fenerbahçe'nin geleceği ile ilgili kararları, yeni gelen yönetim kurulu verir.

Ahmet Çakar ve Ümit Özat'a ait iki iddialı açıklama var; onların üzerinde biraz konuşabilir miyiz?

-Çakar,"Bugün 'Fenerbahçe şampiyon' diyemiyorsak bunun nedeni Galatasaray - Sivas maçının hakemi Halis Özkahya'dır.

Adaletli davransa Galatasaray maçı alamazdı" dedi. Aynı programda yer alan Ümit Özat ise "Galatasaray, 3 Temmuz'dan yararlanarak 2 kolay şampiyonluk aldı" dedi. İkisini de tartışmaya gerek yok. Ben, Ahmet Çakar'ın hakemlikle ilgili görüşlerinin yüzde 80'ini reddediyorum zaten...
Söyleyecektir. Bunlar böyle...

Günümüzde bir de sosyal medya çıktı. Daha önce sadece televizyon vardı. Reytinglere bakılırdı.

Şimdi sosyal medyada 'Trending Topics' diye bir şey var. Onun için, millet böyle 'En sivri lafları nasıl ederim!' diye yarışıyor!

Halis Özkahya'nın amacı; Galatasaray'a maçı kazandırmak olsa 20. dakikada Dany'i oyundan atar mı?

İnsanda biraz insaf olmalı... Bir şeyi sallıyorsun; usturuplu salla!.. 20. dakikada Galatasaray'ı 10 kişi bırakan hakem, Galatasaray'a maçı kazandırıyor; öyle mi? O niyetle sahaya gelmiş; öyle mi? Hakem saçmaladı, tamam... Ben de öyle söylüyorum. Bin tane saçmalığı var ama o maçın bütün ağırlığı Galatasaray'ın..

EYYAMCILIK YAPIYOR
Peki, 3 Temmuz Galatasaray'a mı yaradı? Bu sırada Avrupa'da ne yaptı Galatasaray?

-Bunları geç... Ümit Özat ne zaman futbol yorumcusu oldu ki ben onu ciddiye alıp, cevap vereyim!

Geçen sezon yaşanan Meireles olayından sonra Özkahya, tam kendini maçlara veremiyor gibi... Öteki taraftan önemli maçları almaya da devam ediyor. MHK'nın, Özkahya'da ısrar etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

-MHK'nın tutarlı bir kurum olduğuna inanmıyorum.Zekeriya Alp, eyyamcılık yapıyor bana sorarsan. Tam bir hayal kırıklığıdır. Benim güvenmediğim MHK'ya, hakemler güveniyorlar mı; onu da bilmiyorum. Federasyon ne ki MHK'dan ne bekliyorsun!..

Başbakan Erdoğan'ın katılımı ile Trabzon'da Akyazı Spor Kompleksi'nin açılışı yapıldı. Türkiye yeni bir stat daha kazanacak.

-Trabzonspor Stadı'nın neyi vardı; bilmiyorum. Yeni bir stat değil mi o? Mevcut stadı alır elden geçirirsin, modernleştirirsin. Bilmiyorum orada yaşamadığım için. Bilmediğim konularda ahkam kesmek istemem. Devletin bütün imkanları kullanılıyor, o stat yapılırken... Şimdi aynı yere... 20 sene sonra bir daha!..

AVRUPA LiGi ZOR
Mancini'nin "Juventus'un gruptan çıkma şansı yüzde 80" açıklamasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Bu bir kabullenmişlik midir; yoksa bir realiteyi dile getirmek mi? Bu arada Mancini "Söyledim" derken Galatasaray bu sözleri yalanlamayı tercih etti

-İtalya'da röportajı yapan kişi "Elimde kayıt var; Mancini ne söylediyse onu yazdım" dedi. Söylemiş de olabilir. Bu, hocanın düşünce tarzı...

Mustafa Denizli, "Kimle oynarsan oyna, yüzde 51" derdi. Tartışır mıydık; 'Doğru mu, yanlış mı?' diye...

Kimin elinde terazi var; yüzde 51'i ölçecek!

Mustafa Denizli, "Ben sahaya çıkıyorsam, kazanmak için çıkarım. Bu yüzden de kazanmak için en asgari limit ne; yüzde 51... Şansımız yüzde 51" derdi.

Mancini de 'Benim futbolcuları tahrik etmem lazım' diye düşünmüş olabilir. Hani, bayılanı ayıltmak için tokat atılması gibi... 'Böyle söylersem, belki o tokat görevini görür' diye düşünmüş olabilir. Bilemiyorum.
Görüntü de öyle... Bana da sorarsan; Real Madrid'in gruptan çıkma şansı yüzde 100, Juventus'un şansı yüzde 80... Galatasaray'ın Avrupa Ligi'ne kalma şansı bile yüzde 80 değil; bana sorarsan...
Ama 'Bunu hoca söylemeli mi, söylememeli mi?' diye bakacak olursak; orada psikolojik bir tartışma var.
O tartışmada da herhalde, Mancini takımın ruhunu benden çok daha iyi biliyor. 'Böylesinin etkili olabileceğini' düşünmüş olabilir. 'Tahrik edeyim.'

BU REZİL TRANSFERLERİN SORUMLUSU KİM?

Galatasaray, İstanbul'da 6 yediği Real Madrid ile İspanya'da karşılaşacak. Sarıkırmızılı takımın oynadığı futbola baktığınızda nasıl bir sonuç görüyorsunuz?

- Galatasaray kötü takım... Şampiyonlar Ligi'nde yabancı sınırlaması yok. Muslera'nın da iyileştiğini düşünelim.

Galatasaray'ın klasik kadrosu şöyle olacak: Kalede Muslera, sağ bek Eboue, yanında Chedjou, yanında Dany, solda Riera... Yani 6 yabancı kontenjanının, aslında 5'ini savunmada kullanan bir takım...
Savunmaya 5 yabancı almış.

O zaman bu takımın savunmasının, Avrupa'nın en iyi savunmalarından biri olması lazım. Oysa geç Avrupa'yı Türkiye liginin en kötü savunmalarından biri... Türkiye Kupası'nda karşısına çıkan ikinci lig takımları dahi bu savunmayı aşmakta zorlanmaz.

Yani Galatasaray, olabilecek en kötü savunma transferlerini yapmış. Kaleci dahil... Kıyamet koparan Muslera'yı, Hakan Arıkan'a değişmem.

Fatih Terim basın toplantısı yaptığı zaman, ben bunları açıklamasını bekledim.

Bu rezil transferlerin sorumlusu kimdir arkadaş!

Kaleci, sağ bek, iki stoper, sol bek dahil; Galatasaray'da oynaması tartışmalı 5 adamın, 5'ini birden, Galatasaray'a alıp getiren kimdir? Bu transferlerin açıklanması lazım. Drogba ile Sneijder'in alınmasına Fatih Terim ne kadar karşı çıktı? 'Benim istediklerimi almıyorsunuz; benim istediklerimi almıyorsanız, giderim' dedi mi mesela?

HASAN ALİ'Yİ KAÇIRDILAR
Galatasaray'ın doğru dürüst bir tane transferi yok. Alper'i kaçırdılar; nasıl bir deha olduğunu, Alper ortaya koyuyor.

Hele bu 6+0'ın, seneye 5+0 olacağı düşünülürse, Alper kaçırılır mı? Caner'i kaçırmışsın; arkadan Hasan Ali Kaldırım'ı da kaçırıyorsun! Ondan sonra Riera yabancı kontenjanına takılıyor!

Galatasaray'ın bugünü sürpriz değil. Galatasaray'ın bugünü, bu kötü transferlerin karşılığı... Mancini'nin ne günahı var? Bana sorarsan; şu anda en günahsız adam o... Öteki taraftan; on para etmez bir hoca... O da ayrı ama şu anda mağdur durumda... 'Benim elime verdiğiniz malzeme bu... Yanıma koyduğunuz yardımcı da bana takımı anlatmıyor!

Ben de Ersun Yanal'ın yaptığını yapamıyorum.

Sarı kartı görür görmez Dany'yi oyundan alamıyorum!' Çünkü Galatasaray, Ünal Aysal'ın çiftliği...

Real Madrid maçı kötü de olabilir, iyi de olabilir. Yabancı kontenjanı olmadığı için...

Real Madrid de ahım şahım bir futbol oynamıyor. Ronaldo da sakatlanmış.

Bir de gruptan çıkmayı garantilemişler.

 

Röportaj: Bülent CAN Fotomaç