Majesteleri 50 yaşında

Tüm dünya bugün 50 yaşına basan Michael Jordan'ın yeniden parkelere dönüp dönmeyeceğini konuşuyor. Kim bilir bu muamma belkide 'Majesteleri'nin sözünde gizlidir; "Bir bakmışsınız, 50 yaşında basketbol oynuyor olurum. Gülmeyin, limitler de tıpkı korkular gibi illüzyondan ibarettir."

Majesteleri 50 yaşında
Majesteleri 50 yaşında
GİRİŞ 17.02.2013 12:07 GÜNCELLEME 17.02.2013 12:07

George Koehler'i tanımanıza imkân yok. Kendisinin mesleği limuzin şoförlüğü ve doğma büyüme Chicago'lu. Sporu, özellikle basketbolu çok seviyor ve sıkı bir Chicago Bulls fanatiği. Hem de, takımı başarıları yüzünden sevenlerden değil. O, Jerry Sloan yönetiminde Playoff'a kalamadığı dönemde bile Bulls'u destekleyenlerden biriydi.

1984 yazında, sıradan bir akşamüstü, Koehler için kötü geçiyordu. Havaalanından almak için sözleştiği müşterisi uçaktan inmeyince sinirlenen George, yevmiye parasını çıkarmak için havaalanından şehre bırakacağı bir müşteri arıyordu.

Derken tuttuğu takımın ve şehrin yeni umudu Michael Jordan çıktı karşısına. Bildiğiniz Jordan imajını atın kafanızdan. Koehler'in havaalanında karşılaştığı kişi 21 yaşında, beş çocuklu orta halli bir ailenin dördüncü çocuğu olarak büyümüş ve hayatında ilk kez büyük bir şehrin yolunu tutmuş bir basketbolcuydu. Sohbet uzun sürünce, Chicago Bulls yöneticilerinin büyük bir hata yaptığı ve Draft'ın üçüncü sırasından seçilen bu yıldız adayını havaalanında unuttuğu anlaşıldı. Bunun üzerine Jordan, bir süredir sohbet ettiği şoförle anlaştı ve George Koehler 25 dolar karşılığında kendisini şehre attı.

Tıpkı ünlü Casablanca filminde söylediği gibi, "Bu güzel bir dostluğun başlangıcı" oldu. Koehler o günden bu yana Jordan'ın en yakın arkadaşı.

O gün uçaktan aldığı Mike, ya da bilinen sıfatıyla gelmiş geçmiş en büyük basketbolcu, bugün 50 yaşında. Kariyerini anlatmaya gerek yok. NBA şampiyonluklarından olimpiyat oyunlarındaki altın madalyalara, sayısız farklı MVP ödülünden, sayı krallıklarına kadar onlarca apoleti var Michael Jordan'ın. O, yarıştığı her kupayı kazanmayı başarmış bir sporcu. Hem de hiç final kaybetmeden.

Jordan'ı Jordan yapan en önemli unsur içindeki bitmek tükenmek bilmeyen rekabet ateşi. Ailenin dördüncü çocuğu olarak hep kendini abilerine kanıtlama hissiyatı, lise ikinci sınıftayken kendisi yerine okul takımına seçilen Leroy Smith'ten daha iyi olduğunu ispat etme çabası, basketbolun zirvesindeyken beyzbolda da iyi olduğunu gösterme amacı, sonra iki kez geri dönüp hâlâ en iyi olduğunu kanıtlama gereği duyması ve daha birçok örnek Jordan'ın nasıl bir karakter olduğunun da en büyük göstergesi.

Majesteleri, şimdilerde oynadığı dönemki kilosuna, 99 kiloya geri dönmeye çalışıyor. Sahibi olduğu Charlotte Bobcats'in idmanına çıkıyor, hatta geçenlerde Michael Kidd Gilchrist ile oynadığı bire bir tek pota maçı kazanmış.

Jordan'ın idmanlarını izleyen Antawn Jamison hâlâ onun NBA'de oynayıp 10 sayı ortalama tutturabileceğini düşünüyor. 50 yaşında bir insanın NBA'de oynayabilecek fiziksel duruma gelmesi pek kolay görünmüyor. Tarih boyunca kimse de bunu başaramamış.

Jordan konuyla ilgili üç sene önce konuşmuş ve "Bir bakmışsınız, 50 yaşında basketbol oynuyor olurum. Gülmeyin, limitler de tıpkı korkular gibi illüzyondan ibarettir." demişti.

Gerçekleşmesi pek mümkün görünmeyen bir ihtimal. Ancak eski dostu koehler'in de dediği gibi: Eğer bir gün birisi 50 yaşında basketbol oynayacaksa o kişi Michael Jordan'dan başkası olmayacaktır.

(ntvspor.net)