Başörtüsünü şampiyonluğa tercih etti!

Dünya ve Avrupa şampiyonu, olimpiyat 3'üncüsü eski milli tekvandocu Hamide Bıkçın Çetiner, "Başörtüsü sorunu yaşamasaydım olimpiyat şampiyonu olurdum" dedi

GİRİŞ 20.11.2013 12:43 GÜNCELLEME 20.11.2013 15:41

Çetiner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık iki yıl önce aktif sporculuk yaşantısını bıraktığını ancak spordan kopamadığını söyledi.

Gençlik ve Spor Bakanlığında bir görevi bulunduğunu, EGO ve ASKİ spor kulüplerinde kadın tekvando takımlarının koordinatörlüğünü yaptığını dile getiren Çetiner, Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde de kadın sporculara yönelik projelerde çalıştığını anlattı.

Çetiner, aktif sporculuk yaşamını noktaladıktan sonra İran'dan kadın tekvando milli takımı antrenörlüğü teklifi aldığını ancak bunu kabul etmediğini belirterek, "Sporcuyken de Yunanistan'dan bu ülke adına olimpiyatlarda yarışmam için teklif gelmişti. O dönem Yunanistan adına olimpiyat şampiyonu olmam bana çok özel bir duygu yaşatmayacaktı. O duyguyu yaşayamayacağım için teklifi kabul etmemiştim" dedi.

İran'dan gelen teklifi çok düşündüğünü, bu ülkeyle ilgili geniş araştırmalarda bulunduğunu vurgulayan Çetiner, ülkesine yararlı olmak istediğinden bunu da kabul etmediğini bildirdi.

- "Hep başörtüsü sorunu yaşadım"

Çetiner, aktif sporculuk yaşantısında en fazla sıkıntıyı, başörtüsü nedeniyle yaşadığını bildirdi.

İnancı gereği başörtülü olduğunu dile getiren Çetiner, şöyle konuştu:

"Ciddi sıkıntılarla boğuştum. Organizasyonun büyüklüğü ve stresiyle ilgili hiçbir şey yaşamadım. Hep başörtüsü sorunu yaşadım. 'Ne yapacağım ', 'Bu kıyafeti giyemem', 'Başımı açtıracaklar' düşüncesiyle müsabakalara hazırlandım. O sıkıntılarla uğraşmaktan maç psikolojisine hiç gelemiyordum. Olimpiyatlar çok büyük bir organizasyon. Olimpiyat organizasyonunun büyüklüğünü ya da stresini yaşamadım. Bir sporcu için orada müsabakanın psikolojisi çok önemli. Burada önemli olan ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek ama başörtüsü sıkıntısı yüzünden başka bir şey düşünemedim. Uluslararası federasyonda sorun yoktu, sorun Türkiye'deydi. Müslüman ülkelerin sporcuları başörtüsüyle yarışabilirken biz yarışamıyorduk. Başörtüsü sorunu yaşamasaydım olimpiyat şampiyonu olurdum. Ciddi anlamda psikolojim, motivasyonum hep bozuluyordu. Tabii olimpiyat 3'üncülüğü nasipmiş. Öyle oldu ama belki o dönemde başörtüsü sorunu yaşamasaydım daha rahat olacaktım. Daha farklı şeyler olacaktı. Biraz daha fazla maça gidebilecektim. Gidemediğim, katılamadığım maçlar oldu. Yıpranma payım çoğaldı. Daha uzun süre spor yapacaktım."

- "Olimpiyat meşalesi taşıyamadım"

Çetiner, 2000 yılında Sidney Olimpiyatları'nda Türkiye'ye kadınlar 57 kiloda bronz madalya getirdiğini hatırlatarak, bir sonraki olimpiyatlarda meşale taşıma hakkı olmasına rağmen bunu gerçekleştiremediğini belirtti.

Buna çok üzüldüğüne dikkati çeken Çetiner, şunları kaydetti:

"Olimpiyat madalyalı olmama rağmen olimpiyat açılışını göremeyen bir sporcuyum. Sidney Olimpiyatları'nda bronz madalya aldığım için 2004 yılındaki olimpiyat oyunlarında ülkem adına meşale taşıma hakkım vardı. Olimpiyat meşalesini taşımayı çok istiyordum. Bununla ilgili bir taahhütname geldi. O sözleşmede, meşaleyi taşıyacak sporcunun başının açık olması, şort ve atlet giymesi gerektiği belirtiliyordu. Doğal olarak onları giyemeyeceğim için sözleşmeyi imzalayamadım ve o tarihlerde başka bir yerde olacağımı belirterek meşaleyi taşıyamayacağımı bildirdim. Çok üzülerek, ağlayarak bunu gerçekleştiremedim. Sözleşmeyi imzalayamadan mazeret bildirmek zorunda kaldım. Bunu hiçbir zaman unutmadım."

- Başbakan Erdoğan'a teşekkür

Hamide Bıkçın Çetiner, başörtüsü nedeniyle ciddi sıkıntı yaşayan bir sporcu olarak kamusal alanda başörtüsü yasağının kaldırılmasına çok sevindiğini söyledi.

Bundan dolayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür eden Çetiner, "Sayın Başbakanımız bu konuda birçok yerdeki mağduriyeti giderdi, önemli bir konuya çözüm getirdi. Özellikle sporcular artık daha rahat bir şekilde ülkelerini temsil etmeyi düşünecek. Bu da Türk sporu adına çok sevindirici" ifadesini kullandı.

- "Eşini dövebiliyor musun " sorusuna, "Eve iş götürmüyorum" yanıtı

Çetiner, tekvandonun eskiden "kavga, dövüş sporu" kavramlarıyla akıllara geldiğini ancak son dönemde bunun daha farklı anlaşıldığını dile getirerek, artık insanların bu sporu, "tüm kasların çalıştığı, kadınların da yapabileceği en ideal spor dalı" diye bildiğini ifade etti.

Özellikle aktif sporculuk döneminde kendisine en fazla "Eşini dövebiliyor musun " veya "Kaç erkeği dövebilirsin " sorularının yöneltildiğini anlatan Çetiner, bunlara, "Eve iş götürmüyorum", "Senin gibi 10 erkeği dövebilirim" gibi esprili yanıtlar verdiğini bildirdi.

Çetiner, kadın tekvandocuların, özel yaşantılarında çok sakin olduğuna işaret ederek, "ABD'de hiperaktif çocuklara tekvando yapmaları öneriliyor. Çünkü tekvando, insanı oldukça sakinleştiriyor. Spor kültürü, aile kültürüne de yansıyor" diye konuştu.

AA