Ozan Tufan: Kalbim yerinden çıkacaktı

Bursaspor'un genç futbolcusu Ozan Tufan, Tam Saha Dergisi’ne, "A takımdaki ilk maçımda çok heyecanlanmış, elim ayağıma karışmıştı" dedi.

Ozan Tufan: Kalbim yerinden çıkacaktı
Ozan Tufan: Kalbim yerinden çıkacaktı
GİRİŞ 01.08.2014 14:32 GÜNCELLEME 01.08.2014 14:32

ÇOK ÜZÜCÜ BİR DURUM

Maden işçisi bir babanın çocuğu olan Ozan Tufan, milli takımla Soma’ya gittiğinde neler hissettiğini şöyle açıkladı:

"Babamla beraber sık sık madene giderdim ama girmezdim. Evde canım sıkıldığı için babamdan beni madene götürmesini isterdim. Babam madene inince ben dışarıda beklerdim. Bir basket potası vardı, onunla oyalanırdım. Soma’ya gittiğimde beni babamın arkadaşları karşıladı. Çok üzücü bir durum. Babam da maden işçisi olduğundan hissettiğim duygular çok farklıydı, karmaşıktı. Aslında, babam madende çalışırken ben fazla korkmazdım; göçük altında kalma ihtimalini hiç düşünmezdim. Hergün rutin olarak gider gelirdi babam. Endişe duymazdım. Açıkçası ben Soma’daki gibi bir olayın gerçekleşme ihtimalini aklıma hiç getirmezdim." 

KENDİMİ GELİŞTİRDİM

"Bursaspor’un altyapısı sana neler kazandırdı? Alt yapıya girdiğinde neredeydin, şimdi kendini nerede görüyorsun?" sorusuna Ozan, şu cevabı verdi:

"Alt yapıda forvet arkası olarak futbola başladım. İki sene aynı pozisyonda oynadım. Sonra sağ açığa kaydırdılar, bir sene de o pozisyonda devam ettim. Ardından iki sene kadro dışı kaldım, sonra sağ bekte top koşturmaya devam ettim. Sağ bekte kendimi oldukça geliştirdim, zaten hücum yönüm iyiydi. Bir de forvet arkası oynadığım için ayaklarımı iyi kullanıyordum. En büyük sıkıntım defansif yanımdaydı, onda da kendimi geliştirdiğime inanıyorum. U-17 takımındayken Fenerbahçe ile final maçımız vardı, o maçı Ertuğrul Sağlam hocamız da izlemişti. Bursaspor’un A takımına da o şekilde seçilmiş oldum." 

ELİM AYAĞIMA KARIŞTI

Alt yapıdan A takıma yükseliş sürecinden bahseden Ozan, bu konuda şunları söyledi:

"Herkes A takıma çıkmak, o çimlerde koşmak ister ama her oyuncunun A takımda oynatılması mümkün değil. Benim şansıma da oynadığım mevkide A takımın sıkıntıları vardı. 2012-13 sezonunda, altyapıdaki ligde kendimi kanıtladığımı da düşünüyorum, takım içinde bayağı ön plana çıkmıştım. Bence bu sebeplerden ötürü beni A takıma çağırdılar. İlk oynadığım A takım maçında da çok heyecanlanmış, elim ayağıma karışmıştı. Antrenmanla maç ortamı birbirinden çok farklı. Antrenmanda hata yapabiliyorsun ama maç sırasında yaptığın hatanın telafisi yok. Oyuna girdiğim ilk 5-6 dakikadaısındım, zaten birkaç dakika da oynayınca maç bitti, bir şey anlamadım."

SAHAYA GİRİNCE AĞRI KALMADI 

UEFA Avrupa ligi ön eleme turundaki KupsKuopio maçında attığı golü ve bu karşılaşmayı anlatan Ozan, şöyle dedi:

"O zaman 17 yaşındaydım. Maç saat 22.00’de oynanacaktı ve 5 saat öncesinden maçın ilk on biri açıklanmıştı; yedek olarak kadrodaydım. Zaman bir türlü geçmek bilmiyordu. Film izliyor, şarkı dinliyordum. Milletin odasına bakıyorum, var mı biri diye, muhabbet etmek için, herkes uyuyor. Neyse maç saati geldi, otobüsten indik, karşımda taraftarı gördüm. Bizi karşılamak için gelmişler.Tabiî bu manzara karşısında daha çok heyecanlandım. Zaten ilk resmi maçımdı, tüneli falan görünce heyecanım iyice kontrolümden çıktı. O sırada maç başladı, goller geldi. Ben yedek olduğum için bir taraftan da kendimi rahatlatıyordum; çünkü hocanın beni oynatacağını düşünmüyordum. Maç 4-0 olduğunda, Ertuğrul Hoca bana ısınmaya git dedi. Isınırken sol arka adalemin ağrıdığını hissettim, ayağımı çekemiyordum. Hemen sağlık ekibinden Recep Lokmaoğlu ağabeyi buldum, durumu anlattım. (En azından ağrımı dindirecek bir iğne yap" dedim. Recep abi, (İğneye gerek yok, sen gerekirse kopar gel adaleni ama maçı bırakma. Varını yoğunu ortaya koy) dedi. Dördüncü hakemin yanına gidene kadar ağrıdan kıvranıyordum. Sahaya bir girdim, ağrı falan kalmadı. Maçın üzerimdeki gerginliğindendi belki de o hissiyat. Tribünler dolu, heyecan oldukça yüksek, annem-babam yukarıda beni izliyor...İlk üç dakika biraz bocaladım, ama isabetli paslar atmaya başlayınca kendime geldim. 61'inci dakikada oyuna girdim, 72nci dakikada gol attım ve o maç 6-0 bitti." 

"ŞENOL GÜNEŞ TAKIMA HUZUR VERİYOR"

Şenol Güneş ile ilgili ilk izlenimlerini aktaran Ozan, "Şenol Güneş, çok kaliteli bir hoca, tecrübesine çok güveniyoruz. İdmanlarımız da oldukça yoğun geçiyor. Sezona çok iyi başlayacağımızı düşünüyorum, zaten ağabeylerimlizle aramızda bunu konuşuyoruz. Kulüp içindeki sıkıntıları yaptırdığı idmanlarla unutturuyor, takıma huzur veriyor" diye konuştu.

ÇOK DÜŞÜK BİR İHTİMALDİ

"Sezon sona erdiğinde Süper Lig’de 8 maçta 623 dakika oynamış, 19 yaşında bir oyuncu olarak A Millî Takım kadrosunda yer almayı bekliyor muydun?" sorusuna Ozan Tufan, şu karşılığı verdi:

"Amerika için vize işlemlerinden dolayı beni İstanbul’a çağırmışlardı. İlk gittiğimde seçileceğimi düşünmüyordum açıkçası. Bize kırk oyuncunun belirleneceğini söylediler. Tek tek kafamdan oyuncuların isimlerini geçiriyordum, kendi kendime, (Kesin beni elerler) diye düşünüyordum. En gençleri bendim çünkü. Her şeye rağmen biraz da olsa ümidim vardı. Tamamen umutsuzluğa düşmüş değildim ama işte çok düşük bir ihtimaldi. Şükür ki kadro açıklandığında korktuğum başıma gelmedi. Fatih Terim hoca, Kasımpaşa maçını izlemeye gelmişti. O maçta, ilk yarı sağ bek pozisyonunda oldukça iyi performans göstermiştim. Diğer yandan uzun süre oynamadığım için yorgundum, ikinci yarı iyi performans gösteremedim. Kramplarım artıyordu ve çok heyecanlıydım. Ama Fatih Terim'in beni beğendiğini söylediler. O yüzden ümitliydim. Zaten Fatih Terim'in statta olduğunu duyunca çok kasmıştım kendimi, bayağı çabalamıştım." 

KALBİM YERİNDEN ÇIKACAKTI

"Milli Takımımız yaz turnesinde ilk maçını Kosova ile oynadı ve o maçın ilk on birinde yer aldın. Bu kadarını bekliyor muydun? O maçın senin açından nasıl geçtiğini anlatır mısın?" şeklindeki soruya Ozan, şöyle dedi:

"Fatih hoca idmanda beni stoperde oynatınca ilk on birde oynayacağımı sezmiştim. (Maça bu kadroyla çıkacağız) demişti çünkü. Rahatladım ve kendimi maça hazırladım. Ama işte zaten heyecanlı bir insanım, ne kadar rahat olabilirim ki? Sonuç itibariyle 20 yaşındayım ve milli takım formasını giyeceğim. Maç öncesi, Fatih hoca geldi ve, (Hiç heyecanlanma, pas hatası yapabilirsin. Üç yaparsın, beş yaparsın, sonra yapmazsın herhalde, değil mi?) dedi. Ben iyice heyecanlandım, (Yapmam herhalde) hocam dedim. İlk dakikalarda sürekli armaya bakıyordum, üzerimdeki formanın gerçek olduğuna kendimi inandırmaya çalışıyordum. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Çok enteresan, karmaşık duygulardı. Maç ilerledikçe heyecanım da azaldı çok şükür."

DAHA ÇOK FORMA ŞANSI BULMAM LAZIM

Milli takımda kalıcı olmak için daha çok çalışması gerektiğini söyleyen Ozan, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Daha çok çalışmam ve kendi kulübümde daha çok forma şansı bulmam lâzım. Bu sene, gerçekleşecek o da Allah’ın izniyle. Kendimi daha fazla göstermem lâzım. Fatih hocanın beni izlediği her yeni maçta kendi üzerime çıkmam, oyunuma yeni bir şeyler katmam lazım. Açıkçası Fatih hoca, diğer çalıştığım hocalara göre daha sert, dik duruşlu bir hoca. Tecrübesinden de yararlandığımı düşünüyorum. Bana çok değerli bilgiler aktardı. Gençlerle de çok ilgileniyor. A milli takımda daha fazla genç oyuncunun oynayacağını düşünüyorum."

KAYNAK: DHA