Dorukhan: Bu forma için ölsen şehit derler!

Beşiktaş’ın futbolcusu Dorukhan Toköz, A Milli Takım forması giydiği için çok mutlu olduğunu söylerken, “Bu forma için sahada canını versen, arkandan şehit derler, öyle güzel bir makam” ifadelerini kullandı.

Dorukhan: Bu forma için ölsen şehit derler!
Dorukhan: Bu forma için ölsen şehit derler!
GİRİŞ 01.04.2019 11:12 GÜNCELLEME 01.04.2019 17:29
Bu Habere 27 Yorum Yapılmış

Beşiktaş’ın genç yıldızı Dorukhan Toköz, Türkiye Futbol Federasyonu’nun dergisi TamSaha’ya geniş bir röportaj verdi.

 

 

Milli Takım formasını giydiği için çok mutlu olduğunu söyleyen Dorukhan, ay-yıldızlı forma için, “Bu forma için sahada canını versen, arkandan şehit derler. Öyle güzel bir makam. Hepsi geçer de bu formayı giymek bir ömür boyu kalır" görüşünde bulundu.

İşte TamSaha'daki röportajdan öne çıkanlar;

 

 

"ÜNİVERSİTE KARŞISINDA BÜFEMİZ VAR"

21 Mayıs 1996 Eskişehir doğumluyum. Ailem Eskişehirli. 1993 doğumlu bir abim var. Babam önceleri İstanbul'da bir firmanın pazarlama müdürlüğünü yapıyordu ama daha sonra Eskişehir'e döndü. Osmangazi Üniversitesi'nin karşısında güzel bir büfemiz var. Annem ve babam birlikte çalışıyor. Abim üniversitede İstatistik Bölümü'nde okuyor. Okuldan çıktıktan sonra büfede anneme, babama yardımcı oluyor. Benim futbolla tanışmama gelince; küçükken futbola çok meraklıydım. Babam ve dedem benim iyi bir futbolcu olabileceğimi düşünüp ESKİ Spor'a vermişti. Eskişehirspor da beni ESKİ'de antrenman yaptığım dönemde görüp beğendi ve çok küçük yaşta altyapısına aldı. O zaman 9 yaşındaydım. Eskişehirspor'da bütün yaş kategorilerinde oynadım. 

Yaşadığımız hayat aynı aslında. Dört sene önce de büfemiz vardı, hala var. Dört sene önce abim oradaydı, hala orada. Hayatımdaki tek fark, benim Eskişehir'de değil de İstanbul'da yaşıyor olmam. Zaten Eskişehir'deyken de bir süre tesislerde kalmış son senemde ise ayrı eve çıkmıştım. 

"ÜNİVERSİTEYE DEVAM EDECEĞİM"

Anadolu Lisesi'nden mezun oldum. İngilizcem fena değil. Üniversiteye açıktan kaydoldum çünkü devam edemeyeceğimi biliyordum. Rahat olduğum bir dönemde sınava girip, üniversiteye de devam edeceğim.

"BİR TEK EMRE BELÖZOĞLU'NUN FORMASI VAR"

Eskişehirspor'la çıktığın ilk Süper Lig maçını hatırlıyor musun? O maç öncesinde neler hissetmiş, nasıl hazırlanmış ve maç içinde neler yaşamıştın? 
Başakşehir maçıydı Samet Aybaba Hocamız zaten öncesinde kupa maçlarında beni oynatmıştı. İlk geldiği günden beri bana, "Çalışmana dikkat et, kendine iyi bak, her an oynayabilirsin" demişti. Başakşehir maçında böyle bir fırsat geldi. Maç benim için çok iyi geçmişti. O gün oyuna ikinci yarıda giren Emre abiye (Belözoğlu) karşı oynamıştım. İlk yarıyı 1-0 önde kapatmıştık ama Emre abi oyuna girdikten sonra bir asist yapıp penaltıdan bir gol atınca 2-1 yenilmiştik. Maçtan sonra Emre abinin formasını almıştım. Zaten bir tek onun forması vardır bende. 

"ESKİŞEHİRSPOR'A SANTRFOR OLARAK GELDİM"

Futbola santrfor olarak başladım. Zaten genelde böyledir. ESKİ Spor'dayken gol kralı olmuştum. Eskişehirspor'a da santrfor olarak geldim. Sonra orta sahaya çekildim ve ilk maçımda bir gol bir asist yapınca 8 numara pozisyonunda kaldım. Ertesi sezon 6 numaraya çekildim ve orada oynamaya başladım. Samet Hoca döneminde A takımda da 6 numara pozisyonunda oynamayı sürdürdüm. Ertesi sezon Alpay Özalan Hoca döneminde ise Kamil Ahmet abi orta sahada, ben sağ bekte oynadım. İkimiz de yeni mevkilerimizde iyi performans göstermiştik. Sonra Mustafa Denizli Hoca geldi ve beni yeniden orta sahaya aldı. Geçtiğimiz sezon ise ağırlıklı olarak sağ bekte görev aldım. Takımın transfer yasağı olduğu için beni sağ bekte değerlendirdiler. İyi de bir sezon geçirdim. Birkaç gol attım, çok sayıda asist yaptım. Eskişehirspor'da stoper oynadığım maçlar da oldu. 

"NEREDEN GELDİĞİMİ UNUTMADIM"

Bu dünyada şan-şöhret, mevki-makam geçici... İstediğiniz kadar güzel yerlere gelin, isteğiniz kadar yükseklere çıkın, bir gün gelir tepetaklak oluverirsiniz. Çok para kazanırsınız, kariyerinizi çok iyi noktalara taşırsınız ama hepsi geçici. İnsanlar sizi bunlarla değil kişiliğinizle, karakterinizle hatırlayacak. Nereden geldiğimi hiç unutmadan, çocukluk arkadaşlarımla dostluğumu sürdürmem de çok normal. 

"BU FORMA İÇİN SAHADA CANINI VERSEN ŞEHİT DERLER"

Milli Takım'a ilk davet edildiğinde neler hissetmiştin? Ay-yıldızlı formayı giymek sende nasıl duygular uyandırıyor? sorusu üzerine:
Siz de görüyorsunuz, boynumda bayrağımızın dövmesi var. Vatanımız, milletimiz için canımızı veririz. Bunu zaten bütün Türk evlatları yapar. Bugün 18 Mart ve röportajı da Çanakkale Zaferimizin yıldönümü olan çok özel bir günde yapıyoruz. Bu forma için sahada canını versen, arkandan şehit derler. Öyle güzel bir forma. Öyle güzel bir mevki, makam. Hepsi geçer de bu formayı giymek bir ömür boyu kalır. Ona yakışır davranmak gerekiyor. Bir de hiç unutmamak gerekiyor; ileride çocuklarıma anlatacağım en önemli hatıralardan biri. 

"BEŞİKTAŞ'A GELİP OYNAMAK KOLAY DEĞİLDİ"

Beşiktaş'tan teklif geldiğinde ise çok heyecanlandım. Çünkü Beşiktaş iki sene üst üste şampiyon olmuş bir takımdı, çok büyük oyuncuları ve Şenol Güneş gibi çok değerli bir teknik direktörü vardı. Bir de ben Eskişehirspor gibi güçlü bir taraftar topluluğu olan takımda yetiştiğim için taraftarın gücü de tercihimde önemliydi. Beşiktaş gibi Türkiye'nin en güçlü taraftarının önünde oynamak beni çok heyecanlandırmıştı. Tabii ki Beşiktaş'a gelip oynamak da kolay değildi. Çünkü bir alt ligden geliyorsunuz, insanların çoğu sizi iyi tanımıyor Gerçekten zor bir karardı. Belki bu kararı veremeyecek çok kişi vardır. Aileme ve menajerime şunu söyledim, "Ben Beşiktaş'ın kapısından girdikten sonra çalışıp formayı alırım." Tabii ki formayı hocalarımız veriyor ama ben de çok çalışıp formayı alana kadar elimden geleni yapacağımdan emindim. 

"NASIL BÜYÜK BİR CAMİAYA GELDİĞİMİ BİLİYORDUM"

Ne olursa bir futbolcu hep sahanın içinde olmak ister. Tabii ki insan yedek beklerken psikolojik açıdan zor günler geçiriyor. Ama ben geldiğim yerin farkındaydım. Nasıl büyük bir camiaya geldiğimi biliyordum. Hep daha çok çalıştım ve kendimi asla salmadım. Her hafta "Şimdi oynayabilirim" diye düşündüm ve kendimi hep hazır tutmaya çalıştım. 

"TARAFTARLAR GOL GOL DİYE BAĞIRDIĞINDA..."

Taraftarına aşık olduğum bir camiadayım. Sivasspor maçından önce UEFA Avrupa Ligi'ndeki Partizan maçının son 10 dakikasında oyuna girmiş ve asıl büyük heyecanı yaşamıştım. Taraftarın önüne ilk kez çıkıyordum. Allah'a şükür o maç da benim için iyi geçmişti. 

Top karşı takımın ayağındayken taraftar ıslıklamaya başladığında, ne kadar yorgun olursanız olun, içinizden bir baskı yapma isteği yükseliyor. Bu ıslıklar karşı takımı da mutlaka olumsuz etkiliyordur. Veya taraftar "Gol, gol" diye bağırdığında, daha çok atak yapasınız, daha çok bastırasınız geliyor. Bu normal. 

"ŞENOL HOCANIN BANA GÜVENDİĞİNİ HİSSETTİM"

Şenol Hoca oyuncusuna güveniyor ve bunu da karşısındakine hissettiriyor. Benim için öyle oldu. Bana güvendiğini hissettim ve özgüvenim yükseldi. Bir-iki hata yapsam da beni tolere ediyor. Bunu beni sevdiği veya genç olduğumu düşündüğü için yapmıyor. Bana inandığı ve saygı duyduğu için hatalarımı tolere ettiğini hissediyorum. Üçüncü hatayı da yapsam dördüncüyü yapmamak için elimden geleni esirgemeyeceğimden emin ve bu duygusunu bize de geçiriyor. Bu davranışı bizi moral açıdan da üst seviyeye taşıyor. Antrenmanlarda ya da antrenmanlar dışında yaptığı konuşmalarda kendimizi geliştirmek için yaptıkları ve söyledikleri bir yana, hocanın en büyük artısı bizim için hep pozitif şeyler düşünmesi. Oyundan alınsak bile bir art niyet olmadığını çok iyi biliyoruz. Ya da o hafta oynamadığımız zaman "Hocanın bir bildiği veya bizim bir yanlışımız vardır" diye düşünüyoruz. O yüzden hep içimiz rahat. Çalışanın formayı giydiğini biliyoruz ve o rahatlıkla mesaimize devam ediyoruz. Şenol Hocama bir kez daha teşekkür ediyorum. 

"KENDİ KENDİME 'BELKİ GİDEBİLİRİM' DİYE DÜŞÜNÜYORDUM"

A Milli Takım kadrosunda olmayı bekliyor muydun? sorusuna;
Buna cevap vermek kolay değil. Elbette bir oyuncunun en başından beri en büyük hayali Milli Takım'da oynamaktır. Ben de bu sezon Beşiktaş'ta bir seri yakalayıp oynadım ve iyi-kötü bir performans gösterdim. Kendi kendime "Belki gidebilirim" diye düşünüyordum ve iyi ki de buradayım. İlk defa A Milli Takım kampındayım ama hiç yabancılık çekmiyorum. Ben insanlarla muhabbet etmeyi seven birisiyim, girdiğim ortamlarda yabancılık çekmem. Bir de Ümit Milli Takım'dan burada 7-8 arkadaşım var. Gençlerin hepsiyle samimiyiz. Abilerimizin hepsi de çok iyi insanlar. Bize karşı son derecede sıcak ve samimi davranıyorlar. şeklinde yanıt verdi.

KAYNAK: İHA
YORUMLAR 27
  • OSMAN 5 yıl önce Şikayet Et
    Ne günlere kaldık ALLAH ım futbol ile şehitliğin ne alakası var
    Cevapla
  • tussuz ayran 5 yıl önce Şikayet Et
    olayı çok yanlış anlamış bu çocuk şehitliğin ne olduğunu biliyormu acaba öyle kolay mı şehit olmak?
    Cevapla
  • fatih 5 yıl önce Şikayet Et
    maaşallah allah yolunu açık etsin
    Cevapla
  • Hüseyin 5 yıl önce Şikayet Et
    Forma ile ölsen şehit derler dedin mi vatan için canını veren şehitlere saygısızlık etmiş olursun... Vatanın kurtuluşu senin maç kazanmana bağlı ise eyvallah saygı duyarım... Ancak Şehitlik bu kadar basite indirgenebilecek bir makam değil...
    Cevapla
  • HACI 5 yıl önce Şikayet Et
    Şehadet bukadar kolaymı
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle